VI- Zanaat Terimleri Sözlügü’nden Derlemeler

Aralık 14, 2017
Kültür Eserleri > THKK 4 - Dokuma ve Giyim Teknikleri > VI- Zanaat Terimleri Sözlügü’nden Derlemeler

VI- Zanaat Terimleri Sözlügü’nden Derlemeler

(Orhan Acıpayamlı, TDK Yay, Ank. 1976).

a- giyim

  • abil = aba’dan yapılmış kolsuz giysi (Kü).
  • Adana burması = bir bilezik türü (Nğ).
  • Ağlık = pantolon ve donlarda apış araşına konan üçgen parça (Es).
  • aksade = bir kadın giysisi (Isp).
  • alınlık = alma yapıştırılan gelin süsü (Es).
  • allıyandım = al renkli bir kadın kumaşı (Isp).
  • almes = boncuk küpe (Isp).
  • apartuna = ceketlerin bol ağzında yapılan yırtmaç (Uş).
  • ardıaçık = arkası açık kadın ayakkabısı (Isp).
  • atkı = kadın başörtüsü (Isp); hallaç yayı (Es); dokuma tezgâhı olan ıstarda dokunan düğümlerin üzerine atılan ve kirkitle sıkıştırılan ipler (Isp, Ky).
  • atma = pantolonun ön kesiminde bulunan ve kemer görevi gören küçük atkı (To).
  • avare = bir bilezik türü (Nğ).
  • aygıt = elbise (Kü).
  • ayna = ceketlerin omuzlarına yakın sırt kesimi (Nğ).
  • bampeteği = fanila ve kazaklara yapılan bal peteği biçimindeki motif (Isp).
  • baskı = terlik (Es); sivri uçlu, taraklı, İspanyol topuklu köylü ayakkabısı (Kü).
  • başağı = al tülbentten yapılan başörtüsü (Kr).
  • bayrak = bir kadın çorabı motifi (Nğ).
  • beden = gömleğin arka ve ön kesimleri (Nğ).
  • bende = çocuk göğüslüğü (Isp).
  • bindirgeç = kadınların yakın bir yere giderken baş ve vücutlarını örttükleri kara bir örtü (Uş).
  • bire = takke (Bil).
  • biyik = gömleklerin koltuk altındaki üçgen parça (Nğ).
  • boydan = göçmen kadınların kışın giydikleri uzun etekli giysi (Es); yalnız kolları takma olan giysi (Isp).
  • büzmeç = entari kollarındaki büzgülü bölüm (Bil).
  • calma = kadınların alınlarına bağladıktan örtü (Kr).
  • car = eteklik (Isp); başörtüsü (Isp, Kü).
  • cıga = düğme (Kr).
  • cülülü = pullu, kırmızı gelin başörtüsü (Kn).
  • çakşır – çaşır = siyah dokuma bezden yapılan, mantoyu andıran bir kadın giysisi (Es).
  • çalgılı işlik = erkek gömleği (Nğ).
  • çalık = kadın fesleri üzerine bağlanan tülbent (Nğ).
  • çanlıyazma = desenleri çana benzeyen başörtüsü (Isp).
  • çarıkçorabı = tek şişle örülen çorap (Nğ).
  • çatal = kadın donu (Bil).
  • çember = çevresi pullu başörtüsü (Isp, Or, Ank).
  • çilpek = takke (Ba).
  • çit = tülbent başörtüsü (Kr); basma, patiska ve ketenin ortak adı (Kr); çiçekli basma (Isp).
  • çuha = üçetek üzerine giyilen işlemeli kadın ceketi (Ama).
  • darak = bir kadın çorabı motifi (Nğ); bir namazlık deseni (Gaz).
  • dasdar = kadın başörtüsü (Brd, Isp); kenarı boncuk ve püskülle bezeli çul (Gr).
  • deldakma = kadın yeleği (Isp).
  • deldan = yün kazak (Es).
  • delme = yelek adı verilen kadın ve erkek giysisi. Kadın delmesinin yaka kısmı pullarla süslüdür (Isp, Ama, Gaz).
  • dizlik = uzun kadın donu (Isp, Bil); kadın iş önlüğü (Nğ); yün pantolon (Isp).
  • doktorgözü = yazma kenarına yapılan bir oya türü (Isp).
  • dolama = bir cins kadın etekliği (Isp); basma yörük etekliği (Gaz).
  • don – donluk = pantolon (Nğ, Isp); giysi (Kr).
  • edik = pullu çocuk mesti (Ank); süslü kadın terliği (Uş, Isp).
  • erteri – enteri = erkek gömleği (Isp, Es); iç astarlı kadın giysisi (Ank); üçetek (Isp).
  • galçın – kalçın = kıl çoban çorabı (Isp, Bo); yün ya da tiftikten yapılan erkek çorabı (Nğ); geniş burunlu ayakkabı (Bil).
  • galerik = pantolon paçasına yapılan sufle (Nğ) (“sürfile” B. O.)
  • garevle – karevle = ayakkabı (Ank).
  • gaşmin = ipekli kadın kumaşı (Isp) (cashmire’den galat mı? B.O.)
  • gavşırma = kadın gömleklerindeki kapaklı yaka (Nğ).
  • gaytan = üçetek adı verilen kadın giysilerinin yakalarına yapılan sırma işleme(Isp).
  • gazeke = yakası açık, kısa etekli, kollu ve kenarları sırma işlemeli kadın giysisi (Isp).
  • gazıl = keçi kılından yapılan, çuval örmeye yarayan iplik (Uş, Dz, Ezm, To) (“gazal”dan galat mı? B.O.)
  • gelgel = gelinlerin başlarına takılan taç (Es).
  • gıllik = çobanların giydikleri dikişsiz, kolsuz, keçeden üstlük, kepenek (Kr).
  • golanlı çember – golanlıyazma = çevresine golan denilen süs şeridi çekilmiş başörtüsü (Isp).
  • golçak = pamuklu cepken (Kü); iş sırasında kola takılan kolluk (Nğ).
  • gönek – göynek – könçek = iç çamaşırı (Isp, Ank, Hat).
  • göze = yün çoraplara örme yoluyla yapılan yama (Es).
  • gulluk = kumaş üzerine basılmış düğün davetiyesi (Kn).
  • gutni – gutnu = bir tür kadın kumaşı (Isp) (Kutnu ?… B.O.).
  • güveçetneviri = el örgüsü çoraplarda görülen bir motif (Nğ).
  • haba = siyah eteklik üzerine giyilen kollu kadın yeleği (Isp); palto (Isp).
  • hotez – hotuz = gelin tacı, duvak (Isp).
  • ısdan = don (Ank).
  • ıspala = ceket ve yelekte omuz genişliği (Uş, Ank, Nğ).
  • ıstıraca = ütü bezi (Nğ); ceketin ön genişliği (Ank).
  • ilezikhişlık = erkek gömleği (Nğ).
  • ilmeçer = kadınların yüzlerine taktıkları gümüş süs eşyası (Ba).
  • iskabel = ayakkabı (Kr).
  • kambur = ceket ve paltoların omuz kısımları ütülenirken kullanılan araç (Ur).
  • kambur cetvel = terzi cetveli (Ur).
  • kavadura = dikişte omuzla kolun birleştiği yer (Ank).
  • kavala = pantolonun ön kısmı (Ank).
  • kavarilik = pantolon teğeli (Uş).
  • kaytan = eskimemesi için şalvar paçasına geçirilen örgü (Kn).
  • kazayağı = eğri bir dikiş biçimi (Isp); yazma kenarına yapılan boncuk oya (Isp); keçe üzerine yapılan, kaz ayağını andıran bir nakış (Isp); çorap motifi (Nğ); ceketin sökülen yerlerini tutturmak için yapılan dikiş (Nğ).
  • kebe = uzun ya da kısa yün ceket (Isp, Es).
  • kepez = gelin duvağına takılan tavuk tüyünden süs (Isp).
  • keşan = başörtüsü (Gr).
  • kıllı = yün çorap (Bil).
  • kırmalı işlik = ön tarafı süslü erkek gömleği (Nğ).
  • kıstırgaç = don (Kü).
  • kıstırgaç – kıstırma = kadın yeleği (Isp).
  • kıvrak = kadınların giysilerinin üzerine giydikleri, vücut hatlarını örten giyecek (Mn).
  • kirli – kirlik = manto yerine kullanılan kara renkli giysi (Bil, Es).
  • kirlik = gömlek (Isp); giysi (Kü).
  • kofik = kadınların süs olarak başlarına taktıkları taç (Kr).
  • kolbağı = bilezik ya da kol halkası (Uş).
  • kurde = hırka, örme yelek (Kü).
  • kuşluyelek = üzerinde işlenmiş kuşlar bulunan kadın yeleği (Ky).
  • kuş oturağı = bir dizbağı motifi (Nğ).
  • lecek – necek = eşarp (Kr); baş örtüsü (Kr, Ur).
  • mahrama – mahrıma – marhama = havlu (Ank, Isp).
  • melefe = kadınların baş ve omuzlarını örtmek için kullandıkları şal (Kr).
  • mengüz = bilezik ve bunun gibi kola takılan süs eşyası (Kü).
  • merdivenli = bir bilezik türü (Nğ).
  • meydani = ipekli bir kadın kumaşı (Isp).
  • mezgep = çocuk önlüğü (Es).
  • muşabah = gömlek kenarlarını kıvırarak dikme (Es).
  • oğlan fesi = şapka (Isp).
  • omuz yastığı = ceketin omuz ve bel kısımlarını ütülemekte kullanılan araç (Nğ).
  • oyulga = kalın ve iri terzi dikişi (Bil).
  • öncek = kadınların çalışma sırasında bellerine doladıkları peştamal (Kü); dikdörtgen kadın iş önlüğü (Isp).
  • örtme = başörtüsü (Bil); peştamal (Es).
  • paça = don (Sm); şalvar (Sm).
  • paçadan = paçaları ayak bileklerine kadar inen kadın donu (Isp).
  • paçe = don, pantolon ve şalvarın paça kısmı (Nğ).
  • pantur = pantolon (Kr).
  • penez = kadın fesine takılan para (Kn).
  • peyig = kadın donunun uçkurluk kısmı (Ank).
  • pırtı = giysi (Isp).
  • piç = kaputtan yapılan iç gömleğinin belden aşağı kısmını genişletmek amacıyla eklenen parça (Nğ).
  • pul = kadın başörtülerinin kenar kısımlarına süs olarak dikilen ufak, yuvarlak, parlak tenekecikler (Isp, Bil, Es, Ama).
  • pullu = pullu yazma (Isp).
  • pullu al = pulları kırmızı renkte olan yazma (Isp).
  • pullu burma = kadın fesinin alt kenarına sıralanan yalancı altın (Isp).
  • sacak = kadınların başlarına doladıkları siyah, yün örgü örtü (Isp).
  • saçaklı kuşak = kadınların üçetek giydikleri zaman bellerine doladıkları kalın kuşak (Isp).
  • saçatura = yaka gizli dikişi (Nğ).
  • şaplak – şapşak = kadınların vücutlarındaki gereksiz kılları yolmak için şekerden hazırlanan ağda (Es).
  • saya kadın hırkası (Sn).
  • seher yaprağı = bir bilezik türü (Nğ).
  • suvarilik = pantolonların diz ve arka kısımlarına dikilen yama (Bil, Es).
  • süskemeri = terliklerin üst yüzüne takılan değişik biçimlerdeki demir parçaları (Mr).
  • şagga = kasket (Ank).
  • şek = kadınların başlarına örtündükleri tülbent (Hat).
  • şinel = palto (Kr).
  • togga = kadın fesinin üst kısmına konan teneke (Ank).
  • tokat = siyah ve kırmızı renklerden yapılan kadın başörtüsü (Isp).
  • tomaka = kadınların düğün ve bayramlarda kullandıkları baş takısı (Ba).
  • tuman = don (Es, Kr, Ada); şalvar (Es, Ada).
  • üçbüzme = erkek çorabı motifi (Nğ).
  • üç beşikli ve üç çatkılı = perde türü (Isp).
  • yanaklık = gelinlerin yanaklarına yapıştırılan süs (Es).
  • yiriklik = pantolon ve şalvarın ön kısımlarındaki düğmeli ya da düğmesiz açıklık (Nğ).
  • Zeki Müren dişi = örme fanilalarda görülen bir süs (Isp).
  • Zeki Müren göbeği = kadın süveteri üzerine yapılan bir süs (Isp).
  • zıbın = iç gömleği (Bil).
  • zubun = üç parçadan oluşan etek (Ada).

 

* * *

 

b – Dokuma

  • abraşlık – abreş = halının benzer renk ama değişik iplerle dokunmuş kısmı (Isp) (bk. “apreş”).
  • acıipi = dokumada kullanılan sarı renkli iplik (Nğ).
  • açık fora = ayakkabı tabanlarının kenarlarına yapılan süs (Ank).
  • Adana boblin = bir halı türü (Isp).
  • Adana köşe göbeği = bir halı motifi (Isp).
  • ağarşak – ağırşak = ipin ağırlaşmasını sağlamak amacıyla eğirme aygıtının ucuna bağlanan, ortası delik tahta ya da kemik, yuvarlak küçük parça (Bil, Ama).
  • ağırşak – ağsak = iğ, tengirek adlan verilen iplik bükmekte kullanılan araç (Isp, To).
  • ağızlık eğrisi = dokunan bezlerin bir taraflarının içeri kaçık, diğer taraflarının dışa çıkık durumu (Bo).
  • ağız tahtası = halıların bir kenarlarında görülen 5-6 cm.lik kilim biçiminde düz dokuma (Nğ).
  • ağlı ayak = halıların kenarlarına beyaz ya da sarı iplerle yapılan süs (Nğ)
  • akıtmator = el işlerinde kullanılan bir motif (Nğ).
  • akyanış = dokumada görülen beyaz desen (Gaz).
  • alafı = yan işlenmiş keçi derisi (Isp).
  • alça – alçı = kalıpları ayakkabıya uydurmak amacıyla kalıpların üzerine konulan meşin parçalar (Nğ, Ank).
  • alkücü = istarda dokuma iplerini öne kaydıran ağaç düzen (Ama).
  • almesküpe = yazma kenarlarına yapılan küpe biçiminde nakış (Isp).
  • altağaç = istarda, dokunan halı bölümünün üstüne sarıldığı döner ağaç (Nğ).
  • altçarkı = ayakkabıların alt kısımlarına süs yapmada kullanılan, ucunda dönen bir dişli bulunan aygıt (Brs).
  • altıçatkı = yazma kenarlarına işlenen bir oya türü (Isp).
  • altıparmak = çizgili kumaş (Kü, Isp).
  • altok = isdar adı verilen dokuma tezgâhının alt kısmında bulunan yuvarlak ağaç

(Isp).

  • alzemin = tabam kırmızı halı (Isp).
  • apreş halıcılıkta birbirini tutmayan renklerle dokunan halı (Isp). (“abraş”tan galat olmalı – O.).
  • ardağacı = yer dokuma tezgâhında ariş – eriş adı verilen gergi iplerinin arasına sokulmuş olan sopa (Nğ).

– argaç = yün düğümlerinin üzerinden geçirilen ve dokuma sırasında üzerine kirkitle vurulan pamuk iplik (Uş, Nğ, İç); kumaşlarda enlilemesine dokunmuş ipler (Kn); dokuma tezgâhında, mekiğin içinden hareket ettiği kısımdaki yatay ipler (Ama). Bkz “atkı”.

  • arıderi = kireç çukurundan çıkarılan deri (Isp).
  • armut = keçe üzerine ham ve renkli keçe parçalarından yapılan nakış (İst).
  • arpacık = halı ve kilimlerde görülen bir motif (Es).
  • arslanlı = yastık ve perdeler üzerine yapılan iki arslanı anlatan bir oya (Isp).
  • aşkı makinası = deriyi düzeltip parlatan aygıt (Isp).
  • ayakça – ayakçak = dokuma tezgâhında, işletmek amacıyla üzerine ayakla aşağı yukarı basılan pedal (Ar, Ank).
  • ayna = halı tezgâhının yuvarlak adı verilen bölümündeki delik (Isp).
  • ayna kollu = bir kilim türü (Nğ).
  • badem = el örgüsü fanilâlara yapılan ve bademi andıran motif (Nğ).
  • badı = dokuma tezgâhında kücülerin aşağı yukarı hareketini sağlayan tahta (Bo).
  • balamutlugön = ayakkabı pençelerinde kullanılmak üzere palamutla pişirilen gön (Isp).
  • bal peteği = fınilâ ve kazaklara yapılan, bal peteği biçiminde bir motif (Isp).
  • basma model = bir halı örneği (Isp).
  • bastırgı ipi = dokuma ilmikleri sıkıştırmak amacıyla kullanılan ip (Nğ).
  • başdan = derinin palamut ununa batırıldığı taş tekne (Uş).
  • bayrak = bir kadın çorabı motifi (Nğ).
  • bazı = dokuma tezgâhının alt ve üst kısmındaki yuvarlak ağaçlar (Uş, Isp, Kü).
  • bekârbiti – bekâr cilvesi = bir yazma oyası (Isp).
  • bekere = iplik makarası (Nğ, Kn).
  • besi = keçe yapılacak kılın arasına konan yün (Nğ).
  • beş çatkı = yazma kenarlarına işlenen bir oya (Isp).
  • beşibirlik = bir dantel türü (Isp).
  • bey bahçesi = bir yazma oyası (Isp).
  • bıçak = halı köşelerindeki motifler Nğ).
  • bıçkıdışı = yazmanın kenarlarına yapılan destere ağzını andıran oya (Isp).
  • binme = keçe pişirme (Isp).
  • bitemi = bez ölçmede kullanılan 48 cm.lik bir ölçü (Rz).
  • boğası = pamuktan yapılan sağlam bir doku (Es).
  • boğaz = kundura ile mestlerin ön kısımlarında bulunan deri parçası (Isp).
  • boz kilim = bir kilim türü (Nğ).
  • burma = bir fanila motifi (Nğ).
  • bülbül gözü – bülüç gözü = yazma kenarına işlenen bir oya (Isp).
  • büyük su = bir dokuma motifi (Nğ).
  • camılı = halının kıyısına yapılan motif (Nğ).
  • cecik = renkli yün kilim (Ama); ince dokunmuş kilim (Ama).
  • cehre = yün iplik yapılmakta kullanılan çıkrık (Kr).
  • cılatlıayak = halı kıyı motifi (Nğ).
  • cımbar = dokuma tezgâhında dokunmakta olan bez ya da kilimi gergin tutmak amacıyla kullanılan, iki ucu dişli demir çubuk, değnek ya da çengel (Af, Isp, Bil, Gaz, Ank).
  • cicim = tiftik namazlık ve duvar halısı (Nğ).
  • cimit yapmak = iplik yapılacak yünü elle inceltmek (Nğ).
  • ciymaklı = üç ipli bir halı türü (Isp).
  • cüzdan boşalttıran = yünden yapılmış kahverengi bir kadın kumaşı (Isp).
  • çakıldak = halı dokunurken atkı atmaya yarayan araç (Isp).
  • çakıldaklı = bir halı türü (Isp).
  • çene = keçe üzerine süsleme yapılan renkli keçe parçası (Isp).
  • çıkrık = yün, kıl ve pamuğu iplik durumuna getirmek için kullanılan araç (Isp, Dz, Ank, Nğ), dört makara yardımıyla ipleri sararak urgan durumuna getiren külü biçiminde aygıt (Isp, Or).
  • çıkrık = bir kilim motifi (Nğ).
  • çımbar – cumbar – cumbur = dokunan halı, kilim ya da palazı gergin tutmaya yarayan bir delikli, diğeri deliksiz demir araç (Kü, Bo, Dz, Nğ).
  • çıvrama = el tezgâhında dokunan gömleklik bez (Bil).
  • çift sırma = yazma kenarlarındaki çift boncuk sırası (Isp).
  • çiğ beyaz = boyanmamış halı ipi (Isp).
  • çiğdem boyası = sarı renk (Ank).
  • çilleme = bir halı motifi (Isp).
  • çopur = kaba kil için yapılan koyun yünü ile keçi kılı (Ezm).
  • çukur = bez tezgâhı (Ant).
  • çulfa – çurfalık – çuvallık = çul ve çuval dokuyan tezgâh (Isp, Bo, Kn, Or).
  • daban demiri = hazırlanan ayakkabı ile terliği kalıplarına geçirmeye yarayan bir ayak aracı (To).
  • dağ = dokuma tezgâhının en üst kısmı (Ar).
  • dalyanış = bir kilim motifi (Gaz).
  • dar boğaz = bir kilim motifi (Gaz).
  • dartu – dartı = balık sırtı görünümünde olan bir tahta dokuma aracı (Ama, Uş).
  • daşıntı = halılarda ölçü dışı kısım (Isp).
  • defe = dokuma tezgâhında ipleri sıkıştırmak için kullanılan araç (Ank).
  • dene = dokuma tezgâhında çalışan kadınlara armağan olarak gönderilen kuru yemiş ve şekerleme (Nğ).
  • dırıl = kötü dokunmuş kadın kumaşı (Isp).
  • dırnaklı = bir halı türü (Isp).
  • dışrasması – dışraspası = kunduracıların ayakkabı derisini törpülemekte kullandıktan araç (Sn).
  • direzi = tezgâhtaki iplerin tümü (Af, Isp, Nğ, İç).
  • dişgir = kilim dokumada ipliklerin oturmasını sağlayan maden ve ağaçtan iki çatallı vurgu (Af).
  • dişli = dokuma tezgâhında ip sıkıştırmaya yarar araç (Bil).
  • dişli = kunduracılıkta deriyi kalıba çekmeye yarayan pense (Uş, Isp, Nğ); terlikçilikte, kunduracılıkta çivi çekmekte kullanılan araç (To).
  • diviş = ters dokunmuş halı (Isp).
  • dizen = keten ipliğinden bez yapmakta kullanılan tezgâh (Sn).
  • düzen = peşkir dokuma tezgâhı (Sn).
  • düzen tarağı = peşkir dokuma aygıtının alt yatay bölümü (Sn).
  • düz halı = üzerinde hiçbir motif olmayan halı (Isp).
  • düz oya = tülbentlerin kenarına mercandan yapılan süs (Gaz).
  • edik = pullu çocuk mesti (Ank); süslü kadın terliği (Uş, Isp).
  • eğdirme = yazma oyası (Bil).
  • eğirtmeç – eğercek – eğiçmen – eğirgeç = yünü iplik yapmakta kullanılan ağaç iğ, kirman (Isp, Gr, Kn, Bil).
  • eğri kazık = istardaki dokuma ipini gergin tutmaya yarayan araç (Gaz).
  • elçin = avuç dolusu didiklenmiş pamuk (Nğ).
  • eleğ = kirman (Kü).
  • elemne = dokuma tezgâhında çileyi açıp kaleme saran dört kanatlı araç (Bil).
  • elemut = kelep durumundaki iplikleri yumak durumuna getirmek için kullanılan araç (Or).
  • eli beli = bir çul deseni
  • enteşeli = delikli bir çorap motifi (Nğ).
  • epelek = el örgüsü çoraplarda kelebek motifi (Isp).
  • eriğipi = dokuma tezgâhında kullanılan açık sarı ip (Nğ).
  • erişteli = bir çorap motifi
  • erkek şakı = kirmenin ağaç kanatları (Gaz).
  • etlik = dokumada kenar kısımlara yapılan süs (Nğ); bir çul deseni (Gaz).
  • fengire = dört tahta kanatlı ip bükme aracı (Ank).
  • fıstıklı çorap = üzerinde fıstık motifleri bulunan, beş mille örülen çorap (Nğ).
  • galem = dokuma tezgâhında kullanılan, uçları topuz başını andıran, içi oyuk ve üzerine ip sarılan araç (Bil) (“kalem”den galat olmalı şöyle ki “kalem” dahi “kalamis = kamış”tan gelir – eski kalemler kamış’tan olurdu – masura B.O.)
  • gavalete = dabaklıkta üzerinde deri kazınan kütük (Isp).
  • gavalete gosası = dabaklıkta, sığır derilerini kazımakta kullanılan araç (Isp).
  • geçgi – geçgilik = erişin arasına geçirilerek dokunan iplik (Nğ).
  • gelenvaran = dokuma tezgâhında iplerin karışmasını önleyen ağaç düzen (Gaz).
  • gelinkaşı = bir kilim motifi (Kü).
  • gelintacı = yazma oyası (Isp).
  • gerim = dokuma tezgâhında ipliklerin dönüş yaptığı yere kadar olan kısım (Bo); top yumak durumuna getirilmiş çözgü ipliklerinin, serbest bırakılan 3-4 cm’lik bölümü (Dz).
  • gez = kirman ya da tengerek adı verilen yün bükme aracının çubuk kısmı (Isp).
  • gılansı yün = kıla benzeyen işe yaramaz yün (Isp).
  • gıvsaklı ip = kilim, palaz vb. yapımında kullanılan ip (Nğ).
  • gıypık = halı dokunurken makasla kesilen parçalar (Isp).
  • goda = halının ortasındaki gül ya da nakışlar arasındaki boşluklar (Isp).
  • golan = yün halat (Isp, Kn).
  • goşlamak = yün ipliği ikiye katlamak.
  • göçtü güzel = bir kilim türü (Nğ).
  • göz = bir dokuma deseni (Gaz).
  • gülgez = koyu kırmızı iplik (Nğ).
  • gülgezli = bir kilim türü (Nğ).
  • gülistan = bir halı türü (Isp).
  • güllü ayak = halı kenarına yapılan gül motifleri (Nğ).
  • gürgüt = bükülerek torba ve çuval yapmakta kullanılan keçi kılları arasındaki kısa ve beyaz kıllar (Isp).
  • haba = iki parçadan yapılan kıl kilim (Dz).
  • haba yastık = yüz kısmı dokuma tezgâhında yapılan yastık (Isp).
  • halaca – halçaz = kunduracılıkta, kalıpla deri arasına konan sıkıştırma meşini (Kü, Üş).
  • halısuyu = halı kenarına yapılan motif (Isp).
  • halı topu = halının ortasındaki motif (Nğ).
  • hanım çantası = bir yazma oyası (Isp).
  • hanım dişi = bir yazma oyası (Isp).
  • harama – harame = ayakkabınm altodaki dikiş yolu (Ank, Nğ).
  • hasa – hase = beyaz amerikan bezi (Kü, Gaz).
  • heve = halı ve kilim dokunurken kullanılan demir tarak (Ama, Kr).
  • höve = dokuma tezgâhında düğümleri sıkıştırmakta kullanılan tahta dişli aygıt (Kr).
  • ıçkı = deri kazıma bıçağı (Ank).
  • ılgıdır – ılgız = yumak durumundaki ipi çile yapmakta kullanılan iki kollu tahta araç (Sn); masıra durumuna getirilmeden önce ipliğin üzerine sarıldığı dört kollu döner tahta araç (Bo, Kü).
  • ıslampa = kunduracıların kullandıkları ayak ölçüsü (Ank).
  • ıstar çizmek = ıstan dokumaya hazır duruma getirmek (Isp).
  • ıstıraça = ütü bezi (Nğ).
  • içinden kollu = bir ayakkabı türü (Isp).
  • iğdime = halı tezgâhında daha hızlı iş yapmak amacıyla, düğüm uçlarını bıçakla kesecek yerde, elle kopararak yapılan çalışma (Ky).
  • iki parçalı pul = ayakkabıların, yemenilerin yan kısımlarını sağlamlaştırmak için kullanılan erkek ve dişi iki bodur, küçük çivicikten oluşan düzen (Mr).
  • ilefe = halı tezgâhında düğümlerin kırpılmasıyla oluşan kırpıntı (Nğ).
  • ilgi = teğel ipliği (Uş); seyrek dikiş (Es); çengelliiğne (Kn).
  • ilingere = halının göbeğindeki motif (Nğ).
  • ince yanış = çullarda ince ipten yapılan desenler (Gaz).
  • ipağacı = dokuma tezgâhı (Ky, Nğ).
  • iphangeli = renkli iplerden oluşan çile (Ezc).
  • işçekmek = ayakkabıcılıkta kalıba çekmek (Isp).
  • kabara = ayakkabı tabanının eskimesini önlemek amacıyla bu kısma çakılan iri başlı özel çivi (Mr).
  • kaçaburug (k) = çakılacak ağaç çiviler için ayakkabının köşelerinde delikler açmakta kullanılan sivri uçlu araç (Ank, Uş, Brs).
  • kanat = çıkrıkta ip dolama mili mahfazası (Nğ); deri işleme aracı (Nğ); dokuma tezgâhında gücünün içindeki oynar kısa tahta (Nğ).
  • kancıkşakı = kirmenin iki kanadından üst orta kısmın çukur olanı (Gaz).
  • kandilli halı = göbek motifi kandili stilize eden halı (Nğ).
  • kardiya = ayakkabı tavan boyası (Ank).
  • kartal kanadı = halı, kilim ve palazda görülen bir motif (Nğ).
  • kavaklı koltuk = halıların köşelerinde kavağı stilize eden bir motif (Nğ).
  • kayınma çiçeği = yazma kenarına yapılan boncuk oya (Isp).
  • kayınna yumruğu = yazma kenarına boncuklarla yapılan bir oya türü (Isp).
  • kazayağı = eğri bir dikiş biçimi (Isp); yazma kenarına yapılan boncuk oya (Isp); keçe üzerine yapılan, kaz ayağını andıran bir nakış (Isp); çorap motifi (Nğ).
  • kelef = boyanmak üzere hazırlanan düzgün ip kümeleri (Nğ).
  • kelep – gelep = ip çilesi (Bil, Es, Ezm, Nğ, Kn, Isp, Ank).
  • kelepçe = iplik dokuma aracı (Rz).
  • kelle = küçük bir halı türü (Isp).
  • kepi = ayakkabının içine konan keçe (Kü); çulha adlı tezgâhta, oku yandaki deliklerden birine sıkıca tutturmaya yarayan yonga (Isp).
  • kertmeli kilim = bir kilim türü (Nğ).
  • kestellik = kilim tamamlanarak ıstardan alındıktan sonra, işçi kadınlara sunulan yemek ya da kuru yemiş (Nğ).
  • keşken = dokuma tezgâhında ipleri açmaya yarayan yuvarlak çubuklar (Af).
  • kılıç = genellikle halının köşelerinde görülen motif (Nğ).
  • kılınç = dokuma tezgâhında çözgüyü gezdirmeye yarayan tahta araç (İz).
  • kırpıt = ıstarda örülen çul tipinde bir kumaş (Ba).
  • kıyma = model olarak kullanılan bir kenarı düz, diğeri çentikli keçe şeridi (Isp).
  • kirkitnamazlağası = duvara asılan kilim ya da palaz (Nğ).
  • köçe = kıl ip bükme aracı (Uş, İz).
  • kösürelik = ayakkabı altı için hazırlanan manda derisi (Isp).
  • kultupya = ayakkabı iplerinin bağlandığı kısım (Ank).
  • kuma = yazma kenarına boncukla yapılan oya (Isp).
  • kunya = ayakkabı kalıbının üstündeki tahta parçası (Nğ).
  • kurbağa = kilim motifi (Nğ).
  • kurbağa yanışı = namazlıklarda görülen bir desen (Gaz).
  • kurumlu pervane = videlayı işlemek için kullanılan pervaneli araç (Nğ).
  • kuş – guş = dokuma tezgâhında gücünün aşağı yukarı hareketini sağlayan düzen (Bo); bükülmüş ipliğin üzerine sarıldığı makara (Sn).
  • kuş gözü = ayakkabıda derinin üst kısmına süs yapma aracı (Nğ); ayakkabı bağ deliği (Kü).
  • kuy = şal dokunan tezgâh (Ar).
  • küpeli = halının köşe motifleri (Nğ).
  • labınya – labonya – labunya = ayakkabının altına siyah müm sürmekte perdah çekmekte kullanılan ayakkabıcı aracı (Es, Ank, Nğ); henüz kalıbı alınmamış ayakkabıların deri kısımlarındaki kırışıklıkları gidermekte kullanılan ütü (Uş, Krk).
  • leğden = koyun, keçi gibi hayvanların boynuzlarından yapılan urgan bükme aracı (Ezm).
  • levent = dokuma tezgâhında çözgünün sarıldığı araç ya da demir makara (Uş).
  • leyger = ayakkabı parlatılan araç (Mr).
  • limaki = kunduracıların kullandığı bıçak eğesi (Ank). (Fransızca “lime” eğe, törpüdür. B.O.).
  • linil vurmak = keçeyi kuvvetlendirmek amacıyla yapılan işlem (Isp).
  • linz = dokumacı cenderesi (Ank).
  • maat = saraçların deri üzerinde iz yapmak amacıyla kullandıkları, uç kısmında birkaç delik bulunan tahta.
  • mahlah = dokuma tezgâhında, dokunan kısmın üzerine sarıldığı odun (Ar).
  • makoç – makoçı – makoçi – makuk – mançek – marmar = dokuma tezgâhındaki mekik (Rz, Ar, Dz).
  • makra = dokuma tezgâhında gücünün oynamasını sağlayan düzen (Bil).
  • mala = deriyi bir değnek yardımıyla kireçlemede kullanılan çuval parçası (Nğ).
  • manca = dabakların deri üzerindeki kılları temizlemekte kullandıkları kirecin zırnıkla karıştırılmasından oluşan sıvı (Uş).
  • manta = ayak terlemesine karşı ayakkabının içine konan mantar (Isp).
  • mantar = deri yumuşatma maddesi (Isp).
  • mastar = halı tezgâhında ileri geri oynatılan kısım (Ky).
  • ma tahtası = derilerdeki damarları temizlemekte kullanılan araç (Nğ).
  • mazı – mozu = kilim tezgâhının alt ve üst ağaçları (Nğ, Sv).
  • mekicik = bir kilim motifi (Kü).
  • melik – menik = culfa adı verilen dokuma tezgâhında kullanılan mekik (Isp, Nğ).
  • meydani = ipek kadın kumaşı (Isp).
  • mezartaşı = yazma kenarına işlenen bir oya türü (Isp).
  • mışabahlı = beş tığla yapılan çoraplarda görülen bir motif (Nğ).
  • mitit = dokuma tezgâhında dokunan kısmı gergin tutmaya yarayan düzen (To).
  • naaş = el örgüleri ile dokumalarda görülen bir motif (Nğ).
  • naaşlık = nakış yapmakta kullanılan renkli ham keçe (Isp).
  • nakış = renkli keçe kalıbı (Nğ).
  • nalça = bir namazlık deseni (Gaz).
  • nar çiçeği = yazmaların kenarındaki boncuk süs (Isp).
  • nezik = dokumacılıkta çile çözme aracı (Ank).
  • noktalı = bir keçe türü (Nğ).
  • olu = çul, yem torbası yapmakta kullanılan keçi kılı yumağı (To).
  • olu = ipağacı adı verilen kilim tezgâhında üst ağacı döndürmeye yarayan demir çubuk (Nğ).
  • orban = dabakçılıkta derinin emdiği kireci çıkartmakta kullanılan araç (Mr).
  • orcuk = keten ipliğini sarmakta kullanılan, üst ucunda “çini” adı verilen çentik, alt kısımda ağırşak bulunan 15 cm ince bir çubuk gövdeden oluşan araç (Sn).
  • orta = dokuma tezgâhında çalışan kadınlara gönderilen kuru yemiş ve tatlılar (Nğ).
  • ortadirek = çıkrık kasnağının ortasından geçen ince ağaç (Ank).
  • oskar = inek derisinden yapılan ayakkabı yüzü (Isp).
  • öksüz oğlan çiçeği = çorap boğaz bağı gibi el örgülerinde görülen bir motif (Nğ).
  • öney = ıstar adlı dokuma tezgâhında alt ağacı döndürmeye yarayan 50 cm kadar uzunlukta değnek (Nğ).

– önkücü = ıstarda alt dokuma ipliklerini üste, üst dokuma ipliklerini alta geçirmeye yarayan ağaç düzen (Ama).

– örü = dokunan halının çözülmemesi için atkıya atılan düğüm (Isp).

  • pahaltaşı = dokuma tezgâhında ipleri birbirlerinden ayırmak amacıyla kullanılan yumruk büyüklüğündeki taş (Af).
  • palaz = keçi kılından yapılan kilim (Ky, Nğ); bastırık örtüsü (Nğ); kuş deseni(Gaz).
  • pasa = pantalon ve ceketlere ilik yapmakta kullanılan sert iplik (Nğ).
  • pavas = dokuma tezgâhında alt okun üzerine çakılan kalın tahta parçası (Nğ).
  • paydemiri – paytahtası demiri = deri parçalarındaki etleri temizlemekte kullanılan demir araç (Nğ, Isp)
  • pazval = kunduracının yapmakta olduğu ayakkabıyı dizinin üstünde tutmak için kullandığı kayış ya da ip (Brs).

– peri = küçük ayakkabı çivisi (Uş, Kü, Es).

  • portakallı = yazma kenarına işlenen bir oya türü (Isp).
  • saat kösteği = bir dikiş türü (Isp).
  • saçak = halılardaki yün püsküller (Isp, Nğ); kadınların başlarına doladıkları siyah yün örgü örtü (Isp).
  • saçıkırmızı = ayakkabının tabanını oluşturan köselenin kenarına sürülen siyah boya (Ank).
  • sallama = halının kenarlarında görülen bir motif (Nğ).
  • sama = dabakların deriyi yumuşatmak ve deri üzerindeki pislikleri kabartmak amacıyla kullanılan köpek pisliği (Uş).
  • sarhoş bacak = yazma kenarına işlenen zikzaklı nakış (Isp).
  • sarhoş yolu = eğri büğrü bir örgü motifi (Nğ).
  • sarmahane = yatay dokuma tezgâhı (Nğ).
  • saya = ayakkabı yüzü (Es, Ank, Nğ).
  • sek = halı dokunurken biçimler arasındaki boşlukları doldurma işlemi (Nğ).
  • selmin – seldir – selmir – selvil = dokuma tezgâhında dokunan bezin üzerine sarıldığı yuvarlak ya da dört köşe yüzlü döner ağaç (Af, Dz, Ky, İç, Bo, Bil).
  • sıçan dişi = bir kilim motifi (Nğ).
  • sıydım = halıda çift sıralı düğümler (Uş).
  • sızı = dokumalarda görülen bir motif (Nğ).
  • sığtime = halıların dokunması sırasında toplanan yün artığı (Uş).
  • soku = kilim tezgâhında ipleri gergin tutmaya yarayan değnek (Kn).
  • sumak = ayakkabı bağı (Isp).
  • süğme = yün ve kıl eğirme (Isp).
  • sürmeliyanış = kumaş deseni (Gaz).
  • süyme = taranmış yün (Nğ).
  • süyüm = kirman ya da iğ gibi, yünden ip yapılmakta kullanılan aygıtlarda, yün topağı ile aygıt arasında oluşan ince yün (Ama).
  • şahankanadı = bir namazlık deseni (Gaz).
  • şanınamazlığa = duvar halısı (Nğ).
  • şaplama = ayakkabının tarak kısmına eklenen parça (Ank).
  • şerit = mestlerin yanlarındaki elâstikî parçalar (Isp).
  • şeytan işi çivisi = bir yazma oyası türü (Isp).
  • tabaka yanışı = bir namazlık deseni (Gaz).
  • tabla = ayakkabı pençesi (Es, Ank).
  • tahta = bir dokuma motifi (Nğ).
  • taka = bir kadın kumaşı türü (Isp).
  • taktuka = büyük dokuma tezgâhında mekiği çözgünün arasından karşıya iten ağaç düzen (Dz) (“tesmiye bittaklid esvat” – sesi taklit eden ad – B. O.).
  • tanolya = kunduracı pensesi (Es).
  • tapıl = yünün düzgün ve temiz kısımları alındıktan sonra geriye kalan artık yün (Ezm).
  • tapkır = ıstar adlı dokuma tezgâhının alt bölümünde bulunan yuvarlak ağacı döndürmeye yarayan düzen (Nğ).
  • tarak = dokuma tezgâhında ipleri sıkıştırmakta kullanılan yassı bir ağaç sapa oturtulmuş dişli demirden oluşan araç (Ama, Ank); dokuma tezgâhında, çözgü iplerinin düzgün gelmesi ve atkı iplerinin de sıkışmasını sağlayan paralel yassı tellerden oluşan düzen (Isp, Dz).
  • tarakdişi = kilim, palaz ve çuval gibi dokumada görülen motif (Nğ).
  • tefe – tife = dokuma tezgâhında, mekiğin attığı ipi sıkıştırmaya yarayan düzen (Isp, Dz, Bil, Ky, Kn, İç).
  • teksırma = yazma kenarlarında görülen düz boncuk örgü (Isp).
  • teleçan = culfa tezgâhında karışmış ipleri açmaya yarayan araç (Isp).
  • tırı = dokuma tezgâhında, dokunan bezin yuvarlak ağaca sarılmasını sağlayan tırtıllı demir parçası (Isp).
  • tırlık = pamuk ipliğinden yapılan beyaz renkli küçük çuval (Ky).
  • tırpan = ayakkabının altına konacak köseleyi kolay yapışabilmesi için pürüzlü duruma sokmakta kullanılan orağa benzer araç (Isp).
  • topuklu mes = eski tip bir ayakkabı (Ank).
  • tutoyası = tülbent kenarlarına işlenen oya türlerinden biri (Gaz).
  • urkan = çıkrıkta, çıkrık kasnağının dönmesini sağlayan ip (Ank).
  • uşgur – uşkur = enli ve uzun yün ip (Isp, Es).
  • uzatma = bazı bezlerdeki uzunlamasına ipler (Rz).
  • üçbeşikli – üççatkılı = perde türleri (Isp).
  • üstağaç – üstek = ıstarda, iki yan ağacın üst çatalları arasında bulunan döner ağaç (Nğ, Ank, Isp).
  • üzümçingili = yazma kenarına yapılan oya (Isp).
  • üzümlü ayak = halı kenarlarında görülen bir motif (Nğ).
  • vardola = ayakkabı derisi ile kösele arasındaki dikiş (Uş, Es, Ank, Nğ).
  • vurmatarağı = dokuma tezgâhında düğümleri sıkıştırmada kullanılan uç kısmında madenî dişliler bulunan ağaç vurgu aracı (Nğ).
  • yatı = dokumada halıyı direkte tutan demir (Uş).
  • yazım = dokumada karışan ipleri düzeltme (Bo).
  • yedileme = palaz, çuval gibi oturtma dokuma (Nğ).
  • yelen = kilimlerde ayak adı verilen bölüm. Ayak, kilimin yalnız bir kenarında bulunur (Ky).
  • yıldızlı = bir halı türü (Nğ); yazma oyası (Isp).
  • yüssük = kadın ayakkabısının uç kısmı (Ank).
  • yüz = şalvar ve donluk kumaş (Nğ).
  • yüzük = ince topuklu kadın ayakkabısının topuğuna geçirilen demir (Isp).
  • zığala = dabakların kullandıkları kireç çukuru (Isp).

Ayakkabıcılık terimleri üzerine daha fazla yayılmıyoruz. [1]

Hâmit Koşay, “Ankara budun bilgisi” kitabında tabaklık ıstılahların Kütahya ve İstanbul’dan derlediği ilâvelerle vermiş. Bunları aynen aktarıyoruz.

* * *

Açkı makinesi: Malın yüzünü perdah eder, parlatır.

Alefi (İstanbul)un sabundan mürekeb bir madde olup tabakhane de kösele arkasına beyazlatmak için vurulur.

Ar tahtası: Kireçten çıkartıp malı üzerinde ar ideriz. Tüyünü alırız.

Avgın: Dereden tabakhaneye su gelirdi. Kasaptan gelen deriyi atıp içinde yıkardık.

Ayaklama: Tabaklıkta eskiden dolaplar olmadığı için derinin kirecini çıkartıp kusturabilmek için bir teknenin içine so konur ve ayakla ayaklanırdı.

Baş: (Köselecilikte) bir derinin baş tarafı.

Bedes: Tabaklıkta zıvat ameliyesine denir. Bir elbeşte (bak bu sözü) altı zıvattır. Bir orta (bak bu sözü) altı zıvattır. bir deyişme (bak bu sözü) altı zıvattır. Aralarında birer gün fasıla vardır. Aksi takdirde pişmez (İstanbul).

Bıçak: Deriyi tıraş etmeye yarar. 25 santim müdevver bir ağaç sap ile bu sapa boyunca geçen müstatil şeklinde bir yüzden ibarettir.

Bıçak vurması: Tabakhanede deri samadan çıktıktan sonra bıçak vurulur.

Birinci: Tabaklıkta birinci sınıf deri.

Birinci ağız: Bak. elbeşte.

Boya tabakları: Tabakhanede kullanılan dolaplardan.

Boya teknesi: Piştikten sonra elvan boyamak için kullanılır.

Çardak: Tabakhanede derileri kurutmak için asılan yer.

Çatma: Bu bir sandıktır. İçinde zuvart inen mal bişer (Ankar)

Çizgi makinesi: Tabakhanede mallara çizgi yaparak şıklığını temin eden makinedir (İstanbul).

Deri Pişmesi: Tabakhanede derinin tamamile harcı çekmesi işidir.

Deyirmen: Tabakhanede palamut öğüten makine (İstanbul).

Deyişme: Tabaklıkta üçüncü harç ameliyesine denir. Başkaca adı ücüncü ağız. (İstanbul).

Düahan: Tabakların düahanı Er oğlanlarındandır. Yedi sekiz senede bir Anadolu’yu Kırımı dolaşarak gelir. Peştambal kuşanmada kehyanın süalından sonra düa başlar. Peştambal kuşanacak olan kalfalar ayakta, diğerleri yine ökçe basmamak şartile ayakta dinler. Düada Ehi evranın debağlığa nasıl başladığı eski şive ile anlatılır. Elinde bir kâğıt tumar tutar. Düa üç saat sürer. Okunduktan sonra kehya tarafından peştamal kuşatılır. Eğer kehyanın oğulları varsa evvela onlara sonra diğerlerine Kuşağı düanan kuşatır. Peştamal Bursa ipeğindendir. El deymemiş ve yıkanmamış olacaktır. Ustaların eli öpülür. El öpüldükten sonra peştamal kuşanan ustalar diz çöker. O zaman esas düa başlar. İki saat sürer. Sonra ziyafet olur. Ziyafet masrafı yeni ustalara aittir.

Elbeşte: Tabaklıkta sondan sonra ilk harç ameliyesine denir başka adı birinci ağız.

Elbeşte dağarı: Palamut ve mazı kabuklarının kaynamamış suları havi olan dağara denir. (Kütahya).

Elek: Çiçek boyasile kırmızı sahtiyan yaparken boyasını bu elekten elerdik. Mal ölür gider kırmızılığı çıkmazdı. Deri ham iken boyanırdı. (Ankara).

El mantarı: Bak kol mantarı.

Etek: (Köselecilikte) bir derinin etek tarafı. Karşısı sırttır.

Fırça makinesi: Derinin sırçasını almaya yarar. Poteseyt için kullanırlar. (İstanbul)

Gergef: Tabakhanede Amerikan vidalası hazırlamak için deriyi germeye mahsus iki metre yüksekliğinde ağaç çerçive. (İstanbul)

Gön: Manda sığır derisinden olur.

Güvlek: Tabakhanede su taşımaya mahsus yarım fıçı.

Harç dolapları: Tabaklar harç dolaplarında köseleyi pişirirler. (İstanbul).

İskarta: Tabaklıkta kötü deri.

İkinci: Tabaklıkda ikinci kısım deri.

İkinci ağız: bak orta.

İnce tıraş bıçağı: Malın tersini mermer üstünde tıraş eder.

İskefe: Malın tersini iskefe eder hav peyda eder pıçakdır.

İskefe makinesi: Tabakhanede derinin mağını (arkasını) leşlerini ve sairesini koparır.

İstikar: Tabakların derinin suyunu çıkarmak için kullandıkları mustatil biçimi demir olup bir ağaç sapa boyunca geçmişdir. Tabak bıçağının küçüğüdür.

İstil: İnce tıraş bıçağını bilemeye yarar.

Kavaleta: Tabakhanede üzerinde deri kazılan ağaç kütüğüdür. Tesviye olmuş üstü yuvarlak altı düz ağaç kütüğü.

Kavaleta bıçağı: Tabakların kullandığı eyrice bir çelik yüzile iki tarafı ağaç saplı bıçakdır.

Kavelata makinesi: Sığır ve koyun derilerinin leşlerini (etini) alır.

Kavelete tahtası: Derinin etini almak için kullanılan tahtadır.

Kirdeman: Elbeşte (bak) dağarından çıkarılan mamulâta denir. Tabaklıkta son işçiliğinden sonra tekne işçiliğidir. Teknede üç harç palamut virilir. İşçi zıvat işler. Zıvattan maksad deri sırçadan tutularak işlenmeye başlanır. On beş tamam oldu mu deri ters tarafından gelir. Zıvat tamam olmuştur denir. Her teknede her gün dörder zıvat işlenir. (İstanbul)

Kireç kuyusu: Tabaklarda tolaların atıldığı kuyudur ki tahtadan yapılmıştır yahut bir dağardan ibarettir.

Kol mantarı: Telatin vaketanın yüzüne dane kırar. Ufağı el mantarı.

Kösele: At eşek derisinden olur.

Kösele açkı makinesi: Tabakhanede malın damarlarını kırıp düzgün yapan makine.

Kösele sıkma makinesi: Tabakhanede malın suyunu çıkaran makine.

Kuru tıraş makinesi: Tabakhanede vaketa için kullanılan bir makine.

Kusturmak: Derinin tabaklıkta kirecini çıkarmak;

Küngah (köselecilik): Bir derinin kuyruk tarafı.

Lonca: Esnafın toplandığı sedirli oda. Ankara’da tabak esnafının lonca ve kahvesi Cumhuriyet bahçesinin bulunduğu yerde idi.

(İstanbul’da tabak esnafının loncası Yedikule’de Deryayı Ali baba hazretlerinin türbesi yanındadır. Tabak esnafının vakfı Deryayı Ali baba tarafındandır. İradile tabakların fukarasına bakılır.)

Mağı: derinin tabaklıkta tüyü kalktıktan sonra kalan yüzüne Sırça et tarafına Mağı denir.

Mantar: Tabakların deriyi yumuşatmak için kullandıkları bir alettir. Kayık biçimi bir tahtaya mantar raptedilmiştir. İşçinin el tutacağı yirde halkevi kayış, deri yastık ayrıca arka tarafında bir ağaç sap vardır.

Mantar makinesi: Tabakhanede deriyi yumuşatmak için kullanılır. İstanbul.

Masat: Bıçağa kılağı vermek için kullanılan bir alettir. İstanbul.

Mermer tozu: Tabaklar deriyi işlerken derinin tersine sürerler.

Meşin: Ağsız koyun derisine denir.

Orta: ikinci harç ameliyesine denir. Başka adı ikinci ağız.

Ölçü makinesi: Tabaklıkta amerikan vidalasına ayak vurmaya mahsus makine. Üç ayaktan bir kondura olur. İstanbul.

Önnük: Tabakların kullandığı deri önnük.

Pango: Köselenin damarlarını gidermek için ve açmak için mermer tezgah. İstanbul.

Paydemiri: Hem deri kazır, hem derinin içinin talaşını alır.

Pay tahtası: Dört parmak enliliğinde olur. Üzerinde deri pay demiri inen kazılır. Duvara asılı olur.

Perçem: Bir sığır derisinin kafa tarafı.

Perdah makinesi: Derinin sırçasını parladır (İstanbul).

Pervane: Tabakhanede eskiden sonlar elle ve tarakla çekilirdi. Şimdi pervanelerle çekilir. Bunu makine tahrik eder (İstanbul).

Peştamal kuşatma: Kalfaların usta çıkma merasimi. Kehya en başta köşede solda oturur. Kehyanın önünde yerde düahan oturur. Kehyanın sağında yiğitbaşı solundan itibaren kıydemli ustalar, yiğitbaşı altında usta çıkacak kalfaların ustaları oturur. Sonra etrafta da davetliler bulunur. Usta çıkacak olan kalfalar ve ustalar kapunun ağzından itibaren bir sıra üstüne otururlar. Ustaları kehyaya kendi kalfalarının sanatında mahir olduklarını anlatır. İcap ederse kehya tarafından sanata müteallik süal sorulur. (Bak düahan. İstanbul).

Pir: Tabak esnafının piri Ehi evran çelebidir.

Sama: Tabaklıkta köpek pisliği, kepek, gövercin tersi bunların heyeti mecmuasına denir. Şimdi yeni olarak sama yerine Oropan kullanılır. (İstanbul) Sama: Mayi köpek terslerile dolu dağara derler (Kütahya).

Samalı tola: deriye sama dağardan çıktıktan sonra verilen isim. (Kütahya).

Sehtiyan: yağlanmış geçi derisi.

Sepilemek: deriyi tabaklamak.

Sıcaklık dairesi: asri tabakhanelerde mal kurutmaya mahsus sıcak daire.

Sıkacak: harçtdan mal çıkarılınca sıkacak tabir olunan eyri ağaçla sıkılır.

Sıkma makinesi: tabakhanede malm suyunu sıkan makine (İstanbul).

Sıpa (sehpa): tabakhanede deri sıkma makinesinden çıktıktan sonra sehpalarda kurutulur.

Sırça: derinin tüyü çıktıktan sonraki yüzüdür. Et tarafına mağı denir.

Sırt: köselenin bir yanı etek, bir yanı sırttır.

Silindir makinesi: köseleyi yüzünden perdah eder. Sıkıştırıp parladır.

Son: hafif harç işçiliği. Son üç ağızdır. Şerbetin derece kuvveti gittikçe kuvvetleştirilir. Fabrikaların 2,20 metre uzun, 60 metre derin 1 metre geniş tekneleri vardır burada eskiden deri palamutla pişerdi. Şimdi palamut yerine Extra kullanılır. (İstanbul).

Suya basmak: Manda sığır derileri evvela yumuşatılmak için suya batırılır.

Şerbet kuvveti: Öğütülmüş palamudun suyunun tesir kuvveti.

Talaşır (İstanbul) tolaşır (Ankara): Samadan sonra tolanın konulduğu ahırda çam ağacından oyulmuş yer (Kütahya).

Büyük dibek (Ankara)

Telatin: Dana derisinden yapılan iş. Kendisine has işçiliği vardır.

Terazi: Yün dartılır. Kefeleri mazhar gibidir.

Tola: Tuyu çıkıp çıplak kalan henüz yaş halinde olan koyun ve keçi derisi. Tokmak: Malı tazyikla sıkıştıran bir makinedir. Şimdi kullanılmıyor. (İstanbul).

Tuman: Tabakların suda geydikleri kalın don.

Üçüncü ağız: Bak deyişme.

Ütü makinesi: Amerikan vidalası için deriyi ütülemeye yarar.

Vaketa derisi: Derinin tıraşı, mantar ameliyesi, yağlanması yapılan daire. (İstanbul).

Yağ dolapları: Tabakhanede kullanılan dolaplar.

Yarma tezgâhı: Mobelyada kullanılan bir deriyi mühtelif inceliğe indiren makina (İstanbul).

Yaş Tıraş Makinesi: Malın leşini alan ve incelten makine.(İstanbul).

Yiğit başı: Tabakların ağa babadan sonra büyüğü.

Zımpara makinesi: Meşinin ve sahtiyanın arkasındaki leşi almaya yarar.

Zıvat: Bak bedes.

Kunduracı:

Şiyhları tabaklarla beraberdir.

Yaptıkları işler:

Nalçalı kundura: köylüler ve şehirliler giyer.

Nalçalı çizme:

Postal: deveciler, katırcılar giyer.

Mabin biçimi kundura: yerliler şehir içinde giyerler.

Fotin kaloş:

Boş kaloş: köylülerin gelinlerine giydirirler, uzun boğazlı olur.

Çivili tahta pabuç: şehirli kadınlar giyer.

Kayık biçimi – dekolte: şehirli kadınlar giyer.

Yemeni: arkası yüksek olur, erkek giyer.

Merkup: arkası düz olur, kadınlar giyer.

Lastikli potin: yüzleri bütün, yanları lastikli olur. Bu 20 – 25 sene evvel moda idi. Bir kunduranın eksamı:

Maskarit.

Yüz kısmı.

Kuşgözü delik.

Kamba: yan tarafı.

Bomba: İçine konan sertlik. Maskarata altındadır.

Formela: Yüzün içerisine teri çıkarmamak için bir deri konur.

Bez astar: Yüzün altına dikilir.

Meşin astar: Kamba altına konur.

Fort: Ökçe içerisindeki sertlik.

Vardela: Taban astarı, taban astarı üstüne gelen kenar köselesi

Fırtıça: Vardela çevrildikten sonra içerisindeki çukurluğu doldurmak için konan ufak deriler, veya mukavva.

Üste: Üzerine gelen deri.

Falça: Ökçeyi yükseltmeye yarayan deri parçaları.

Kapak: Falça üzerine konan kapak.

Badem: Çizmenin yüzüne verilen isimdir. Çizme yapılırken konçlarına kösele konur, ona köseleli çizme denir.

Misula: Yarım pençe.

Saya: Maskarata, kambo ve astarları dikilmiş ayakkabı yüzü.

Kalıba koyma: Bir işi kalıba yaymak için bir çift kalıp lâzımdır. Kalıplar evvelce üç dürlü idi. Bir zenne, iki erkek. Zenne kalıpları fotin kaluc ve bir de mabiyn kundura ve nalçalı kundura için ayrıdır.

Bir kalıp akşamı şunlardır:

Könye:

Bel kısmı (Kamara)

Arka kısmı

Alça: Ayağın numarasına göre sonradan eklenen parçalar ki deriden olur.

Sayayı (maskareta, kamba, astarları dikilmiş ayakkabı yüz) yapıştırmak için çiriş kullanılır.

Sayayı kalba çekmek için şu aletler lâzımdır:

Danalya: Türkçe adı dişlidir. Eskiden dişli derlerdi.

Monta çivisi: Saya, danalya vasıtasile kalba iliştirilir.

İlgi ipliği:

İlgi tığı: Kalba dikmek için ilgi tığı kullanılır.

Tel iğne:

Keski ve kelpeten: Çiviyi keser ve çeker.

Kaçaburuk: Çivi çakmak için yer yapar.

Çekiç:

Dizdemiri: (Sidori) köseleyi sıklaştırmak için dize konur ve çekiçle vurularak dövülür.

Büyük çekiç: köselenin yumru yerlerini dövmeye yarar.

Bıçak: kösele etrafını düzeltmeğe yarar.

İstika: çekiçle dövdükten sonra sürtülerek düzeltmeğe yarar ağaç.

Raspa: Köselenin kenarım bıçakla aldıktan sonra düzlemek için kullanan törpü gibi alet.

Labınya: buyadıktan sonra altını ve ökçelerini parlatmak için yarar. Sıcak kullanılır. Ötü gibi vazife görür.

Makinata: piyantaya (bak bu sözü) geçmek için kullanılır.

Piyanta: taban kısmının kenar kısmıdır.

Filo bıçağı: makinata ile kenar alındıktan soma ağzından fazla gelen kısmı üst taraftan çıkartır.

Baskı (patitiri): kenarlan yani piyanta içini diş diş yapmaya yarar. Uç demiri ulukludur.

Lina: ökçenin üzerine çakılan demirleri düzeltmeğe yarar. Dört köşe mustatil biçiminde bir eğedir.

İç raspası: içerisinin çivilerini kırmaya yarar.

Kanca: kalıptan çıkarmaya yarar.

Forsa: ayak kabı dar ise açmaya yarar.

İstampa: deriyi kesmek için kâğıt kalıplar.

Kundura boyası:

Boya yapmak için saç kibris, mazı, leş boyası karıştırılır, dövülür. Su ile karıştırılır. Bir kap içerisinde ıslatılan bez parçası ile çalınır.

Kösele: Kösele ikiye ayrılır. İki kanat olur. Boyun tarafı kalın olur, dayanmaz. Sırt iyi dayanır. Etek ve bacaklarından taban astarı yapılır. Deri de öyledir. Boyun, etek, sırt tarafı olur.

[1]              Bunun ayrıntıları için bkz Sami Akalın – Asuman Yılgör – Nezihe Seyhan – Ayakkabıcılık terimleri sözlüğü, B.Ü. Yay, 1993.