Trabzon’da Avusturya Boykotu

Aralık 11, 2017
Kültür Eserleri > Faşizm Alman Kimliği Türkiye İle İlişkiler - Cilt 1 > Trabzon’da Avusturya Boykotu

Trabzon’da Avusturya Boykotu

5 Ekim 1908’de Berlin Anlaşması’ndan beri fiilen kendi denetiminde olan iki Osmanlı vilâyetini, Bosna ve Hersek’i, ilhak etti. Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilân etmesi ve Yunanistan’ın Girit’i ilhakı bunu takip etti. Avusturya’nın ilhak ilânından 72 saat sonra Avusturya mallarını boykot eylemi başlamıştı. Boykot, Osmanlı devletinin ilhakı tanıdığı ve Avusturya’nın 2,5 milyon lira ödemeyi kabul ettiği 27 Şubat 1909’a kadar sürdü.

 

Boykotun nasıl başladığı kesin olarak bilinmemekteyse de Tanin ‘de 10 Ekim’de çıkan çağrı yazısının etkili olmuş olduğu bir gerçektir. 7 Ekimde, Servet-i Fünûn da bu çağrıyı yapmıştı. İttihat ve Terakki’nin önde gelen yeni üyelerinden yeni Adliye Nâzırı da bunu örgütleyicilerindendi. Çoğu Selânikli İstanbul tüccarları, 7 Ekim’de zaten boykot kararı almışlardı. Osmanlıların askerî bir karşılık veremeyeceğinin bilincinde olan halkın öfkesi, kısa sürede İstanbul dışında da boykotun yayılmasını sağladı. Sadrazam ve Hariciye Nâzırı’nın boykota karşı çabaları bir süre boykotun gücünü kırdıysa da İttihat ve Terakki’nin öncülüğünde Kasım’dan itibaren boykot daha da büyük şiddetle yaygınlaştırılmıştı. Boykot, İttihatçıların örgütlülüğünü artırması ve belli kesimlerle ilişki kurmada deneyim kazanmasına yardımcı olurken, Avrupa ticaretiyle daha fazla iç içe olan gayrimüslimlerin boykota karşı tavır almaları da, farklı çıkarların açığa çıkmasında ve “millî iktisat” görüşünün netleşmesinde etkili oldu. Trabzon İttihat ve Terakki Cemiyeti, İstanbul ve Selânik komitelerinden aldığı talimatla 12 Ekim’de Trabzon rüsumat emini Mehmet Emin başkanlığında Trabzon tüccarlarını ilhak konusunu tartışmaya çağırdı. Hıristiyan tüccarlar ve bazı Müslümanlar Avusturya mallarını boykot etmeye ve mavnacılar Lloyd şirketi yüklerini taşımamaya söz verdiler.

 

Avusturya Lloyd Kumpanyası, gemilerinin şeker yükünü hiçbir limana çıkaramadığını bildirirken Yunan gemileriyle gönderilen şekerin bile karaya çıkarılamadığını belirtiliyordu. Boykotun kırılmasını engellemek için şiddetten kaçınılıyordu. Kasım sonunda mavnacılar başkanı Alman şilebindeki malın Avusturya malı olduğuna karar verdi ve yükü gemiye geri yolladı. Gümrük memurları geminin yükünü kendi mavnalarıyla boşaltabileceklerini söylediler. Ertesi sabah bu mavnanın tahrip edilmiş olduğu görüldü.

 

Kasım’ın son haftasında yerli Hıristiyan tüccarların işbirliğine yanaşmadıkları ve Müslüman tüccarlarının büyük bölümünün de boykota son verme isteğinde oldukları belirlendi. Tüccarlar bütün ülkede isteksizleşmişken hükûmet de boykotu engelleme çabasındaydı. Sadrazam Kâmil Paşa bütün vilâyetlerdeki gümrüklere genelge göndererek Avusturya mallarının ithaline zorluk çıkarılmamasını ve hamalların da boykota katılmamalarını istedi. İstanbul’da olduğu gibi, Trabzon’da da İttihatçılar kararlı davrandılar ve onlara uyan liman işçilerinin katılımlarıyla boykot sürdürüldü. 13 Aralık’ta mavnacılar ve boykot komitesi üyeleri yine tüccarları Osmanlı limanlarından, yani İzmir’den, yaptıkları Avusturya ithalatını durdurmaları konusunda uyardılar. Aksi halde ölüm olaylarının ortaya çıkabileceği tehdidinde bulundular. Aralık’ın son haftasında mavnacı ve hamallar herkesin gözü önünde zaptiyeden hiçbir müdahale olmaksızın Avusturya mallarını imha ettiler. 29 Aralık’ta birinin elinde çekiç bulunan yirmi kadar mavnacı bayraklar ve marşlarla yürüyüş yaparak halkı Avusturya mallarını ortaya çıkarmaya ve imha etmeye çağırdılar. Avusturya yapısı bir tabanca çekiçle ezildi, “boykot ambarı”ndan çıkarılan bazı mallar yakıldı.

 

Trabzon’da İttihatçılar daha çok genç subaylardır. “Orada değişmiş bir şey yoktu. Eşraf ve mütegallibe ve bunların mensubu olan vilâyet memurları hepsi eski vaziyetlerini muhafaza ediyorlardı. Yalnız bir fark vardı. O da, hepsi İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne kaydolmuşlardı. Asıl halk ve köylü ortada yoktu. Trabzon’da İttihat ve Terakki’nin alemdarı gümrük nâzırı Türk şairi Mehmet Emin Bey’di. Gördüğü taşın üzerine çıkar, nutuk söylerdi. Nutukları aynı kelimelerdir. “Zaten İttihat ve Terakki’yi hemen umumiyetle yüzbaşı ve binbaşı rütbelerindeki genç zabitler huşunetle (sertlikle) temsil ediyorlardı. Meşrutiyet’in en iptidaî esaslarından bile bilgileri yoktu. Bilgileri sadece İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne yazılmayanları düşman tanımak ve onları kahr ü imha etmeyi vatanperverlik addetmekti”.

 

Trabzon’da Feyz gazetesi, adem-i merkeziyet düşüncesine ilgi göstermiş. Prens Sabahaddin’in yoldaşlarından Kıbrıslı Şevket, konferans vermek üzere Trabzon’a davet edilmiş ve konuşturulmayıp dönmüş. İttihatçılar kentin hocalarından da yorum alarak adem-i merkeziyetçiliği vatan ve hilâfet düşmanlığı olarak göstermişlerdir. Bu olay da genç subayların ilk günden, başka görüşlere tahammül edemediklerini ve sokağa egemen olma çabası içinde olduklarını kanıtlamaktadır(197) .

 

(197) Kudret Emiroğlu . – Trabzon’da Avusturya boykotu 1908 , in  Toplumsal Tarih 8 ,  Ağustos 1994 .