Toprağın sürekli olarak kullanılması onu bitkilerin doğal besin maddelerinden yoksun bıraktığından, mümbitliğin iadesi gerekmektedir ki bu, bir kısım Ahd-i Atik döneminin çiftçilerince bilinen yöntemlerle sağlanırdı, ezcümle nadas (dinlendirme), organik gübreleme ve ürün rotasyonu.
Konuya Ahd-i Atik eğiliyor ve kanunu şöyle vazediyor: “Altı yıl süreyle toprağı ekip biçeceksin. Ama yedincisinde buna ara verip onu dinlenmeye terk edeceksin, ulusunun fakirleri bundan faydalanacak ve tarla hayvanları kalanları yiyeceklerdir. Aynı şeyi bağ ve zeytinliklerin için de yapacaksın” (Hurûç XXIII/10-11).
Buradan ilk bakışta anlaşıldığı kadar nadas için gösterilen sebep tarımsal olmayıp daha çok içtimaî, yani fakire mütealliktir. Bununla birlikte nadastan hâsıl olan tarımsal fayda bilgisinin varlığı da, yukarıdakini hemen takip eden Sabbat kanunundan istidlâl edilir: “Altı gün süreyle, işini göreceksin. Ama yedinci gün dinleneceksin şöyle ki ineğin ve eşeğin dinlensin, kölenin oğlu ve yabancı dinlensin” (Hurûç XXIII/12).
Gerçekten nadasa terk etme kanunu, esas itibariyle toprağı dinlendirme amacını gütmüş olmalıydı: bir yıllık toplama fakiri altı yıl süreyle nasıl desteklerdi? Keza bunun şöyle bir yorumu da mümkün görünmektedir: Her çiftçi, her yıl tarlasının yedide birini nadasa bırakarak hem toprağı dinlendirecek, hem de fakire destek olacak. Toprak sürülmeden nadasa bırakılırdı: Sabbat kanunu buna engeldi.
Organik gübreleme, toprağa gübre, ev atıkları ve kül atarak uygulanabilir. Gübre hususunda Kitap daha önce de anlattığımız gibi, çeşitlerini itina ile ayırıp bunları ayrı ayrı adlandırıyor. İnsan dışkısı (se’a – so’a)nın kullanılmasını kesinlikle yasaklıyor. Buna karşılık hayvan gübresine müsaade ediyor. Kuru gübre (galal), bugün olduğu gibi, başlıca yakıt olarak kullanılıp (özellikle ekmek pişirmek için) ağıllardan ya da hayvanların otladıkları yerlerden toplanırdı.
Hayvan gübresi için Kitap’ın kullandığı bir başka terim de domen olup bu ad, tarlaya organik gübre olarak serilmiş olanı ifade ederdi. Domen yığın halinde toplanır ve samanla karıştırılırdı. Bu haline madmena denirdi ki Kitap’ta geçen ve Madmen, Madmenâ… kentleri ahalisi bu işte uzmandı ve bunu mahallî çiftçi ve bağ sahiplerine satarak geçinirlerdi.
Ev atıklarının gübre olarak kullanımı muhtemelen sınırlı ölçüde, evin bahçesinde ya da yerleşme yerinin hemen yakınında olurdu. Bu atıkların organik gübre olarak kullanılabilmeleri için bunların hemen toprağa gömülmeleri gerekirdi ki bunun için en uygun yer evin yakını idi.
Ev atıkları keza sair organik maddelerle karıştırılarak da kullanılırdı.
Küle gelince bu, başlıca, mezbahta yakılan hayvan kurbanlarınınkiydi[1].
[1] ibd., s. 143-150.