Şek. 17’de bir tipik Çin ahşap sabanı görülür. Bunda özellikle dikkati çeken husus, ok’un doğruca öküzlerin boyunduruğuna bağlanmayıp ucunda, koşum takımının bağlandığı bir araba falakasının bulunmasındadır. Bu keyfiyet akla bunların tek atla çekilmiş olabileceği ihtimalini getiriyorsa da bir minyatürde[1] hamutu andıran bir boyunduruğu haiz bir manda görülür.
Sabanın icadına dair mitosların ayrıntılarını bir yana bırakarak Semavî Çiftçi’nin meydana getirmiş olduğu lei ssu’nun tarifini yapalım. Bu iki heceli ifade ilk olarak Geç Chou ve Erken Han dönemi metinlerinde ortaya çıkıyor. Bu metinlerden anlaşıldığı kadarıyla tek bir alet olarak işbu lei ssu kavramı Han dönemine kadar bir bütünlük kazanmamıştı: Lei, elle toprağı işlemekte kullanılan eğri bir ahşap parça, ssu da, işbu Lei’nin ucundaki ahşap parça oluyor (taban).
Şek.17.- Bir tipik Çin ahşap sabanı.
Daha sonra bu lei ve ssu’nun eski bir toprak işleme aletinin iki mürekkibi olduğu anlaşılmış: “Araba ustası lei’nin tse’isini, 1,1 ayak uzunluğunda; düz orta kısmını 3,3 ayak uzunluğunda ve üst kıvrık kısmını 2,2 ayak uzunluğunda yapar. Tse’nin dış tarafından lei’nin ucuna kadar ölçü 6,6 ayaktır. Sert zeminlerde düz bir tse gerekir, yumuşak zeminlerde de eğik bir tse. Düz tse (toprak arasından) kuvvetle itecek, eğik tse toprağı iyi çevirecektir (altüst edecektir). Bir taş fıçı kenarı gibi bir tarafı uzun bir tarafı kısa olacak olursa (tse), her toprağa uygun olur.”[2]
Bu metni yorumlayan Cheng Hsuan tse’yi, ssu metal saban ucunun bağlandığı lei’nin ucunda bir parça olarak görüyor; ssu farklı bir malzemeden yapılmış olduğundan diyor Cheng, bu bölümde ondan söz edilmiştir.
Gerçekten Khao Kung Chi ssu’yu sadece su işleri işçileri üzerindeki bahiste zikrediyor ki 6 inç genişliğinde bir kanadı haiz bir ssu ile kazılacak su yolları, hendekler ve kanallar hakkında hayli çapraşık bir silsile tarif ediyor. Bu ssu açıkça bir bel tipi oluyordu ve “arabacı ustası” bölümünde zikredilmiş lei ya da toprağı işleme aleti ile bağlantısı yoktu; ancak bu, Chia Kung – Yen’i, lei ile ssu’nun havan ile havaneli gibi ayrılmaz olduğunu söylemekten alıkoymuyor[3].
Saban kulak’ı hakkında Wang Chen şunları söylüyor: “Kulak demiri (pi), sabanın kulağı (erh)dır… Çeşitli kulak demiri tipleri vardır. Yaş tarlaları sürmek için olan tip ‘çini ya da kiremit burması’ veya ‘yüksek ayak’ tesmiye edilir, kum tarlaları sürmekte kullanılan tipe ise ‘ayna yüzü’ veya ‘çanak ağzı’ adı verilir. Kullanılan tipler zeminin cinsine bağlıdır.”[4]
“Dörtkenar” (şek. 13 F) kulaklı sabanın Milâttan hemen önce Çin’de meydana çıkmasıyla bunun Kuzey Avrupa’da Milâdî ilk asırlarda görülmesi, dikkate şayan bir tesadüf olmaktadır ve ilk nazarda bu, teknik yayılmasının açık bir olgusudur; ya bu devirmeli saban önce Çin’de gelişmiş ve buradan Çin genişlemesi ve ilk Han döneminde yabancı temaslarla Kuzey-Batı Asya ve Avrupa’ya sıçramış ya da bir Slav kökenli zürra kabile tarafından daha Asya’da yaşadığı sıralarda icat edilip Çinliler bunu dolaylı temasla iktisap etmişler; saban, işbu Slav kökenli kabilelerle Avrupa’ya varmış olmalıdır. Ancak Çin ve Avrupa devirmeli (toprağı altüst eden kulaklı) sabanların, daha ilk günlerinden itibaren çok farklı oldukları da dikkate alınacaktır. Aşağıdaki tabloda bu farklar gösterilmiş olup bunu özellikle ilerde Anadolu’nun bugünkü sabanlarıyla kıyaslama amacıyla derç ettik. Han dönemi çerçeve – saban’ı, daha sonraki Çin sabanları gibi, kavisli metal kulak ve simetrik uç’a sahip olup bunlarda teker ve çizek (sabanın okuna takılan, toprağı kesmeye yarayan bıçak – bazen kulakla karıştırılır) bulunmaz ve bunlar tek tutak’lıdırlar. Avrupa’da devirmeli sabanlar (tumplough) için en eski delil, simetrik olmayan uç ve geniş kulaklı saban kalıntılarıdır; Roma metinleri Gol ve Almanya’da kullanılan ağır tekerli sabanlardan söz ediyor. Avrupa sabanları çift tutaklı oluyor; Bunlar önemsiz farklar olmayıp bu nedenle devirmeli sabanın Doğu’da ve Batı’da birbirlerinden müstakil olarak tekâmül ettikleri sonucuna varabiliyoruz.
Çin ve Avrupa devirmeli sabanlarının mukayesesi ( yakl. 1600)
ÇİN AVRUPA
Çerçeve Kare veya üçgen Kare
Tutak daima tek Tutak daima çift
Taban dar Taban genellikle geniş
Ok genellikle kavisli+ Ok düz + tekerler veya
Araba falakası Araba falakası
ÇİN | AVRUPA, | |
Saban ucu | Simetrik | Simetrik değil |
Daima tek | Bazen çift | |
Kulak | Genellikle dökme demirden | Ahşap |
Simetrik ve simetrik değil | Simetrik değil | |
Dışbükey kavisli | Yassı | |
Saban ucunun üstüne dikey olarak konulmuş | Saban ucunun arkasına uzunlamasına konulmuş | |
Çoğu kez kabil-i ayan | Bazen tersine çevrilebilir | |
Çizek | Yok | Aslî |
Sürme derinliği | Payandanın ayarıyla değişik | Çizek, kulak, ok yüksekliğinin ayarıyla değişik
değişik |
Saban izi | Tutak ve kulağın açısıyla | Çizek, saban ucu ve tabanın |
genişliği | değişik | ayarıyla değişik |
Sürtünme (delk)nin | Teker yok | Tekerler |
azaltılması | Dar taban
Kavisli demir kulak Çok sık kızak (kuru tarlada) |
Bazen tekerler yerine kızak |
Taban altında taş veya ahşap
topuk çok sık mevcut |
Bazen tabana sokulmuş
taşlar |
|
Ağırlık | Çok hafif, tek adam taşır | Ağır, çoğunlukla araba veya kızakta taşınır |
Ekip | Genellikle 1 manda | Genellikle 4 öküz veya at |
Kuzey Çin’ de bazen 3-4
öküz |
Ağır saban için 14
hayvana kadar |
|
1 çiftçi sabanı idare eder | Genellikle 2 ve hattâ üç çiftçi, biri idare eder, biri hayvanları güder, biri de oku aşağıya bastırır.[5] |
Yine Çin ve Avrupa saban kulakları arasındaki büyük fark, bu sonuncuların, Çin kulaklarında olduğu gibi saban ucu ile payanda arasında değil, saban boyunca bulunmasındadır.
Saban aksesuarları
Nadasın, mahsul rotasyonunun bir mutat veçhesi olduğu yerlerde çizek, sabanın bir aslî parçasıdır. Çizek, saban okuna sıkıca tutturulmuş bir keskin bıçak olup otlu kesekleri, bunları saban devirmeden önce, keser ve böylece de sürtünmeyi büyük ölçüde azaltır.
İlk Avrupa çizekleri Roma zamanına çıkar ve devirmeli sabanın yayılmasına sıkıca bağlıdır. Wang Chen, çizek’ i biliyordu…
bBunun dışında o, sabanın bir başka aksesuarı olarak “raspa”dan bahsediyor ki bu, tarifine göre geniş bir çapadır. Bu “raspa”nın derin bir sap deliği olup sabanın tabanında, ucun geçtiği yere geçirilmiştir. Bunu hâmil saban küçük ve hafif olup tek bir öküzü gerektirir ya da bir adam tarafından çekilir. Kuzey Çin’de, güneşsiz, karanlık ve kışın suyun bastığı alçak yerlerde kullanılır. Don baharda çözülüp toprak canlandığında, yabani otların kökünü sürer ve zeminin damarlarını tıkayarak rutubetin yüzeye çıkmasını önler.
* *
El aletleri: beller, ucu yassı kazmalar, çapalar
Çin’in İlkbahar ve Güz döneminde ( M.Ö. 722-481 ) demir kullanımı bu ülkede yayılmaya başlıyor. Bronzun aksine demir, sadece silâh olarak değil, alet imalinde de kullanılmıştır; Muharip Devletlerde demir baltalar, saban uçları, çapalar ve oraklar, mutat aletler arasındaydı. Ucu yassı kazmalar ve çapalar dökme demirden dökülür, Geç Chou ve Han dönemlerinde ahşap kazma ve çapaların uçlarına dar metal şeritler geçirilirdi; bu usul bel’lere de tatbik edilirdi. İlk metal çapalar kabaca 10×15 cm. ebadında olurdu.
Yabani ot temizleme çapaları için zamanın sözlüklerinde birçok tabir bulunurdu ve muhtemelen de bunların işlevleri birbirleriyle değişebilirdi: “Yeni bir çapa, ağır olduğundan, toprağı kırmak için kullanılacaktır; iyi salınan bir ağır çapa toprağı derinlemesine delebilir. Aşınmış çapa, hafif ve ağzı aşınmış olup, yabani otların temizlenmesinde kullanılacaktır; aynı zamanda, ürünlerin köklerinin etrafına toprağı yığmakta da faydalı olur…”. “ İlk sürmeden sonra tarlada kesekleri kırmakta kullanılır (ağır çapa). Sonra da buğday ekmek için sırtlar meydana getirmede, ot temizlemede ve genç fidanların etrafına, gübre koymak için çukur açmada vs.de kullanılır.”[6]
Uzun bir tarihçeye sahip bir başka darbe aleti de dişli demir çekme-kazıma çapası oluyor. Bunun çeltik ekimine koşut olarak geliştiği tahmin ediliyor. Bu alet, aşağıda ayrıntılarıyla göreceğimiz Roma rastrum’u ile aynı biçimde olup aynı işleri görmektedir. Bu thieh tha’dan yine ilk söz eden, Wang Chen oluyor: “Thieh tha dört veya altı, keskin ve hafifçe kavisli (tırmık gibi ama tırmık değil) dişi haiz olup zemini doğrar… kafasında, dört ayak uzunluğunda düz bir ahşap sapın gireceği bir yuva vardır. Bazı Güneyli ailelerin öküzlü sabanı olmadığından toprağı bununla yararlar. Kesici uçları ayrı olduğundan etki, keseklerin kırılmasıyla aynıdır şöyle ki bu, sürgü ile çapa arasında bir alettir. Grup halinde birkaç dost aileyi (bu thieh tha ile) çalışırken görmek çok kez mümkündür ve bu yolla bunlar bir günde birçok muneou’yu sürebilirler.”
Wang Chen ayrıca toprak işleme aletleri arasında bir de feng’ı betimliyor: “Feng, bir saban demirinden daha küçük ve daha sivri yüzeyli, bir lei’ninkinin aynı olan sapı haiz eski bir tarımsal alettir… Zeminin çok sert ve sıkı olması halinde, öküzleri yormamak için sabanla sürmeden önce feng kullanılır… Eski bir çiftçilik meseli ‘işlenmemiş toprağı derin feng’le, genç filizler arasını sığ feng’le’… Bugünün çiftçileri bu aletin ne mahiyetini, ne de adını biliyorlar.”
Feng’in harfi manası kılıç ya da mızrak ucu gibi “sivri uç” olup Chia Ssu-Hsieh de feng’in sırt yapmak, genç fidanların etrafına sıkıştırmadan toprak yığınakta ve ölü darı demetlerini sökmekte ve de nadasa bırakılmış tarlaların açılmasında kullanılacağını yazıyor. Thieh tha bütün bu işleri mükemmelen yapabileceğine göre feng bunun eski adı olmuş olmalıdır[7].
*
* * |
Düzleme ve tesviye etme, âletleri: tokmalar, tırmıklar, sürgüler ve loğlar.
Birçok eski ziraat ve nebatat nazariyatçısı bitkilerin, zeminin massettiği ufacık zerrelerinden beslendiklerine inanırlardı. Zeminin bu zerreleri ne denli küçük olursa, bitkilerin bunları emmeleri o denli kolay olur. Bu varsayım elbette tecrübî deneyime dayanıyordu şöyle ki her çiftçi “iri kesekler arasında hiçbir gürbüz bitkinin yetişmeyeceğini” bilir. Tek başına sabanla sürmenin bitkilere iyi bir gelişme sağlayacak sağlam, nemli ama ufalanmış zeminin elde edilmesi için yetersiz olup sürgülerin, loğların vs. tertiplerin dikkatli kullanımı sadece özlü ve mümbit zeminlerde tohum ekmek için hazırlanmış iyi bir toprak sağlamakla kalmayıp aynı zamanda hafif, kumlu veya kötü mahsul veren ağır, su tutmuş killi toprakları büyük ölçüde ıslah edebilir. Çinli çiftçiler bu gerçeklerin, daha ilk günlerden beri farkındaydılar.
Bunun dışında Çinli tarım uzmanları doğru toprağı sürme zamanlamasının önemini tebarüz ettirmiş olup başka toprağı ufalama yöntemlerine az atıfta bulunmuşlardır.
Gerçekten sürgü-tapan kullanılması, geleneksel Çin tarımının esasî bir unsuru haline gelmiştir. Fan Sheng-Chih, hafif zeminleri çiğneyip sıkıştırmak üzere koşum hayvanlarından söz ediyor. Löslü toprakların çoraklığı ve erozyon, çiftçinin karşılaştığı başlıca sorun oluyordu; “zeminde rutubetin muhafazası” ve “zayıfı kuvvetli yapmak” gerekliydi.
Ağır alüvyonlu topraklarda da sorun, sabanın bıraktığı iri kesekleri ufalamak ve nemi serbest bırakmaktı şöyle ki tohum suya boğulmuş olmayacaktı; başka deyimle “nemliyi kurutmak” ve “sıkıyı gevşetmek”ti amaç. Toprağı sürme zamanlaması ne denli dikkatli, kış ne denli uygun şartlarla geçmiş olursa olsun, bazı kesekler kalacaktı ve çiftçi bunları mutlaka çapa ya da ahşap tokmağıyla kıracaktı.
Kesekleri kırmak için kullanılan bir başka alet de el tırmığı (bahçıvan tarağı) oluyordu. Tırmık birçok amaç için, bu arada kurutmak üzere harman yerine taneleri yaymada veya pirinç veya darının yabani otlarını ayıklamada ele alınıyor, ama kuvvetli demir başlı türü de, demir tarama çapası gibi, tarlalarda kesekleri kırıp düzeltmekte kullanılıyordu. Tırmıktan herhalde hayvanla çekilen dişli sürgü gelişecekti; böylece de el tırmığı artık bahçenin malı olacaktı.
Sürgü çekme (tapanlama) sanatı birinci bin Çin’inde o mertebeye varmıştı ki Sing ve Yuan dönemi yazarları bunun zevalinden hayıflanır olmuşlardı. Pa ya da yassı (düz) sürgünün iki standart şekli vardı:
“Arzanî çubuğun uzunluğu beş ayak, genişliği dört parmak olacaktır; her iki çubuk arasındaki açıklık beş parmak veya daha fazla… Her birine dört köşe delikler açılmış olup bunlara altı parmak veya daha fazla uzunlukta ahşap dişler takılmıştır. Arzanî çubuğun her iki başında aşağı yukarı üç ayak uzunluğunda birer ahşap, öbür ucu yukarı doğru hafifçe kıvrık ve hayvanın kayışının bağlandığı bir ahşap kocabaş çivisini haiz kol bulunur. Bu dört köşe sürgü (fang pa)dır.”
“Bir de dökme demir dişleri olan V şeklinde sürgü (fen tzu pa) vardır… Bu sürgü kullanıldığında bir adam üstünde durur ve alet böylece zemini daha derin işler. O sık sık yere basıp dişler arasına toplanan otları temizleyecektir. Bu alet daima ıslak tarlalarda kullanılacaktır.”Yine aynı alet türünden bir dikey tip (chhiao) Wang şöyle anlatıyor: “Chhiao, ıslak tarlalarda çamuru ayırıp karıştırmaya yarar bir alettir. Bu takriben üç ayak yükseklik ve dört parmak genişlikte, üst başında bir yatay tutağı ve altta da bir sıra dişi haizdir. Dişler pa’nınkilerden iki kat uzun olup daha sık vazedilmişlerdir, chhiao iki elle tutulur ve cephedeki iki kol arasına koşulmuş bir hayvan tarafından çekilir… çamurun gerçekten iyi işlenmiş olduğundan emin olmak için chhiao, saban ve pa’dan sonra çekilir”.
Bunun ihmal edilmesinden yakınanlar olmuş: “Eski tarım uygulamasında dişli sürgü (pa), her saban sürmesinden sonra altı kez geçilirdi, o ise ki şimdi insanlar sadece derin sürmenin faydalarıyla ilgilenmekte ve halen gerçek ince sürgülemenin çok daha etkin olduğunu kavramamaktadırlar. Sürgü münasip şekilde çekilmeyecek olursa zemin kaba ve verimsiz olur ve her ne kadar ekimden sonra genç filizler baş gösterseler de, kökleri kaba toprak topakları arasında büyümekte olduğundan zeminle iyi izdivaç etmeyeceklerdir ve böylece de kuraklığa dayanamayacaklardır. Bazıları sarkıp ölecek, bazıları böceklerin hücumuna uğrayıp ölecek, bazıları pörsüyüp ölecek veya başka hastalıklara yenilecektir. Ama sürgüleme iyi yapılacak olursa zemin iyi işlenmiş ve verimli olacak ve kökler iyi ve verimli toprağa gömülü olduklarından… bitkiler kuraklığa dayanıklı olup hastalıktan müteessir olmayacaklardır”.
Wang Chen, tekrarlanan sürgü çekmenin yüzeyde dört parmak kalınlığında (bir tavuk yumurtasını örtecek kadar derin) bir mümbit ve özlü bir toprak tabakasının meydana getirilmesinin gereğini vurguluyor: Toprağın tam bir inceltilmesi, gübrelemek kadar önemli rol oynar.
Her ne kadar dişli sürgü – tapan inatçı kesekleri kırmakta ideal ise de ufalanmış topraktan tohum ekmek ve rutubeti tutmada ideal bir düzgün tabaka meydana getirmek için en iyi âlet çalı sürgüdür (şek 18).
Şek. 18. – Çin çalı sürgüsü (F.Bray’den)
“Çalı sürgü (leo) dişsiz bir yassı sürgüdür; buna karşılık, sürgünün çubukları arasına ince dallar örülmüştür. Çiftçi münavebeyle toprağı sürer ve bununla düzler, gözü de toprağın rutubetindedir… Saban ve dişli sürgü kullanıldıktan sonra tohum ekilmeden önce çalı sürgünün kullanılması esastır. Atasözü şöyle der: ‘düzlemeden sürmek, felâkete kapı açmaktır’…”
Burada dikkat edilecek önemli bir husus, Çinli çiftçinin, Avrupalının aksine, keseklerin kırılıp toprağın düzlenmesi işlemine, tohum atmadan önce tevessül etmesidir.
Çalı sürgü’ye ait Çin’de en eski delil, M.Ö. I. yy. a aittir: “İlkbaharda toprağın hava’sı serbestçe akar ve katı, kuvvetli arazi ve ağır kara topraklar sürülebilir. Kesekleri bir çok sürgüyle hemen tesviye et… Zemini homojen yapılı ve keseksiz hale getir… Kuvvetli toprakları zayıflatmanın anlamı budur”.
VI.yy.ın ortalarında çok sürgü, saban kadar önemli bir âlet olarak telâkki edilmekteydi: İlk ve sonbahar sürmelerini en az iki lao çekimi takip edecekti. Gerçekten bu âlet bugün kuru bölgelerde tarım uzmanlarca çok önerilen toz tabakasını meydana getirmekte kullanılır.
Güney Çin’in yaş pirinç tarlalarında yoğrulmuş çamura son şekli bir merdâne-loğ ile verilmekteydi. Bunlardan pa ile ko chih sivri uçlu demirleri haiz lup lu thu, doğruca uzun yumurta biçiminde ve tamamen tahtadandır. Sert, ağır tahta müreccahtır. Dilim dilim tahtalar eklenerek yumurta fıçı biçiminde merdane meydana getirilir. Boyu yaklaşık üç ayak olup bir ahşap çerçeve ile ortasında ahşap mili vardır.
Ko chih’in bir türü sivri uçlu demir, öbürü de lama-kanatları haizdir. Bunların her ikisi de çamuru karıştırmak ve yoğurmakta çok etkin olup bugün dahi Çin’de çok kullanılmaktadır. Özellikle tohum yataklarının çok düzgün ve tesviye edilmiş olmasına itina edilmektedir. Bunun için de bir “düzleyici levha”, yani iki ahşap kulaklı ve bu kulaklardan mandanın boyunduruğuna iple bağlı ya da insanla çekilen, düzgün yüzeyli bir ahşap dört köşe levha kullanılırdı. Bunun dışında “tarla karıştırıcı” ile “sıyırma-kazma levhası” vardı ki bunlarda ortalama 2×4 ayak boyutunda birer ahşap levhaya, dikey olarak iki çubuk ve bunları üstte birleştiren bir başkası raptedilmişti. Bu sonuncular sap olarak kullanılmaktaydı ve zemini ve suyu karıştırıp toprak yüzeyini tesviye etmek üzere bastırarak ileri geri sürülür ya da yanlarındaki birer halkaya bağlı koşum kayışları yardımıyla insan ya da manda ile çekilirdi.
Erozyonu önlemek ve zeminin rutubetini muhafaza etmek üzere Kuzey Çin’in kuru tarlalarında kabarcıkları düzlemek ve gevşek toprakları sıkıştırmak üzere yüzeyi pürüzsüz merdane gezdirmek mutattı: “Kışın, kar yağışı durur durmaz, zemini kaplayan karı bastır ki rüzgârla dağılıp gitmesin; bunu her yağıştan sonra tekrarla, böylece ilkbaharda toprak rutubetini tutmuş olacaktır.” Bir başka metinde de “kışın, kar yağışı dinince hemen buğdayı örten karı bir âlet (wu) ile bastır… ve böylece o (buğday) kuraklığa dayanıklı olup iyi bir mahsul verecektir” diyor. Bu “alet”, olsa olsa loğ olabilir[8].
[1] Bkz. ibd., s. 181.
[2] ibd.,s. 145.
[3] ibd.
[4] ibd., s. 185.
[5] ibd., s.187-9.
[6] ibd., s. 202-3.
[7] ibd., s. 212.
[8] ibd., s. 213-41.