Tan olayı, sol eğilimli günlük Tan gazetesinin sağ eğilimli bir grup tarafından yağmalanması (04 Aralık 1945) idi.
Bu aşamada, Türkiye’nin SSCB ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini ve kurabileceğini savunan tek basın organı Tan gazetesiydi. Tan’ın izlediği yayın çizgisi öteki basın organlarında eleştirilmeye, özellikle de gazetenin yazarları Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel, ağır biçimde suçlanmaya başlanmışlardı. Bu eleştiriler, iktidardaki CHP hükûmetini de etkiliyordu.
Öte yandan, CHP yönetimini eleştiren ve sonradan Demokrat Parti’yi (DP) kuracak olan Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan gibi CHP milletvekilleri ile Tan gazetesi yazarları Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel arasında sıkı ilişkiler vardı(224)– . Ayrıca İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığına seçilmesinden bir süre sonra dışişleri bakanlığı görevinden alınarak büyükelçi yapılmış olan Tevfik Rüştü Aras da, Tan gazetesi yazarları arasındaydı. Aras, Türk – Sovyet ilişkilerinin yeniden canlandırılmasını savunuyor ve bu görüşünü Tan gazetesindeki yazılarında ortaya koyuyordu. Tan gazetesi böylece iktidarın ve milliyetçi çevrelerin boy hedefi haline gelmişti.
4 Aralık 1945’te çok sayıda üniversite öğrencisi, önce İstanbul Üniversitesi bahçesinde, sonra da Cağaloğlu’ndaki Tan gazetesinin önünde gazetenin yayın politikasını protesto eden bir gösteri yaptı. Göstericiler daha sonra gazete binasına saldırdılar. Saldırı da gazetenin yönetim bölümü ve matbaası tahrip edildi ve yağmalandı. Bu arada genellikle sol yayınlar satan ABC ve Berrak kitapevleri de yağmalandı. Beyoğlu’na çıkan göstericiler burada da, sol eğilimli olarak bilinen Görüşler dergisiyle, Yeni Dünya ve La Turquie gazetelerini tahrip ettiler.
Gerek Tan gazetesi, gerekse sol eğilimli öbür gazete ve dergiler bu olaydan sonra yayın yaşamlarına son vermek zorunda kaldılar. SSCB, Tan Olayı’nı hükûmetin düzenlediğini, bunun gerçekte Sovyetler’e yönelik bir saldırı olduğunu ileri sürdü ve Türkiye’ye bu konuda nota verdi. Sol muhalefet de gösteri ve olayların hükûmet ve CHP tarafından düzenlendiğini savundu.
Tan olayı sırasında İstanbul’da sıkıyönetim bulunmasına karşın göstericilerden yakalanan olmadı. Ama Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel hakkında daha önce yayınlanmış bazı yazılarından dolayı davalar açıldı, bunlar aklanma ile sonuçlandı (AB).
Tan olayından önce, İttihatçı olarak totaliter bir zihniyete sahip ve solun amansız düşmanı Hüseyin Cahit, Tanin’de “Kalkın ey ehl-i vatan!” diye kışkırtıcı bir yazı yayımladı. Bu yazı Tan Olayı’nı patlatan kıvılcım olmuştu.
– (224) Sertel’ler gibi öbür solcular da, örneğin Mehmet Ali Aybar, Behice Boran…, İnönü giderse herşeyin güllük gülistanlık olacağı inancı ile 1940’lı yılların ikinci yarısında DP’ye çalışmışlardı. “Tarihî ve toplumsal anılar”ımızda belirtmiş olduğumuz gibi, bunlar Bayar, Menderes ve hempalarının nasıl sol düşmanı olduklarını görememişlerdi.