Mahsulün Muhafazası

Kültür Eserleri > THKK 2/C - Tarım Teknikleri > Mahsulün Muhafazası

Mahsulün Muhafazasi

Hasattan sonra mahsulün muhafazası sorunu her zaman için bunun miktarını artırmak sorunu kadar önemli addedilmiş olup Plinius’un bu hususta çok sayıda ve dış ülkelerden esinlenmiş, ezcümle zahire ambarına buğdayın taşınmasından önce bunun kapısına bir karakurbağayı arka ayaklarından asmak gibi önerileri, Roma döneminde etkin ambarlamanın problematic olduğunu gösterir.

Daha ilk Çin devlet adamı ve yazarlar büyük ölçüde tahılın stok edilmesinin önemini tasdik etmişlerdir. Bu, sadece devleti etkin şekilde yönetmek ve büyük orduları idame etmek için değil, aynı zamanda halka kıtlık zamanında medar olabilmek içindi. “Devlet ortalama olarak her üç yıllık mahsulden bir yıllık fazlasını tasarruf etmek kabiliyetinde olmalıdır… böylece doğal afetlere rağmen halk sefalet veya tahribe maruz kalmaz. (En az) dokuz yıllık yedeği olmayan devlet için yeteri kadar besin maddesi yok; altı yıllık stoku olmayana tehlikede; üç yıllık yiyeceği olmayana da ümitsiz bir darboğazdadır, denir” diyor bir Çin metni.

Zahire büyük ölçüde Çin başkenti ve büyük taşra merkezlerinde çok eski zamanlardan beri depo ediliyor, ancak ambarların eğitilmiş uzmanlarca inşa ye idare edildiği sanılıyor; bunlar bilgilerini yazılı olarak değil, şifahî olarak çırak ya da astlarına aktarıyorlardı. Bu kişilerin makam ve rütbelerine ait çok sayıda sözcük bulunmaktadır, Çincede.

 

* *

 

Ambarlama teknolojisi

Tahıl ambarlamasının başlıca koşulu tanenin kuru ve serin kalmasının sağlanmasıdır. Kuan Tzu (Tarımsal eser), veciz şekilde “tahılın sızdırmayan bir ambarda depolanması esastır” diyor.

Tanelerin çoğu kabukları ve hattâ başakları içinde olarak daha iyi muhafaza edilebilmektedirler. Thang dönemi zahire ambarı nizamnamesi, kabuğu soyulmanmış tanenin dokuz yıl, kabuğu soyulmuş olanla “muhtelif taneler”in sadece üç yıl saklanabileceğini derpiş ediyor. Az çok bütün dünyada taneyi kabuğu ile birlikte ambarlayıp gerektiğinde tüketileceği kadarının kabuğu soyulup öğütülmesi bir mutat köylü uygulamasıdır; çoğu kez, daha uzun bir koruma için tahıl başağı ile saklanır. Ancak bunun sakıncası, daha çok hacim işgal etmesindedir.

Çin’in muhafaza hususundaki temel felsefesi, önlemenin tedaviye yeğlenmesi merkezindeydi ve tanelerin fazla ısınıp rutubetlenmesini ve dolayısıyla böcek ve mikroorganizmalara yem olmasını önlemek üzere her türlü tedbir alınıyordu. Bu hususlarda Çin yaklaşımı Avrupa’nınkinden farklıydı şöyle ki bu sonuncu kıtada tahıl ambarlarının havalandırması dışarıdan içeri serin hava sevki ve dolaştırılması suretiyle yapılırken bu iş Çin’de, dama açılan “havalandırma bacaları”, yani fener şeklinde tepe pencerelerinden tanelerin hasıl ettikleri sıcak buharları dışarı atma prensibine dayanıyordu.

İkinci olarak Çinliler zahire ambarı ve toplama kuyularını kamış-saz veya ot hasırı ile kaplamanın massedici hassalarını büyük ölçüde kullanmışlardı. Tanelerin çıplak tuğla ya da duvarların toprağına temas etmesine hiçbir zaman müsaade edilmez, bunlar en az bir tabaka hasırla tecrit edilirlerdi. Bu hasır hem tanelerin neşrettikleri rutubeti, hem de duvarlardan vaki olabilecek herhangi bir sızıntıyı massederdi.

Zahire ambarlarında böcekleri defetmek için Çinliler genellikle çok kokulu artemisia fasilesine, ezcümle pelin otu, adaçayı, misk veya koyun otu vs.ye bel bağlarlardı. Bu fasilenin koku saçma hassasının dışında Çin’de bol miktarda yetişmesi ve sepetçiliğe çok uygun bir esnek sapa malik olması, bunların zahire muhafazasında önemli rol oynamasını mucip olmuştur.

*  *

Muhafaza araçları – sepetler, toprak küpler, ahşap kaplar

Bunların ayrıntılarına girmeyeceğiz.

Tahıllar için en eski kap, sepet olmuş. Yine kullanımı çok eskiye dayanan toprak küpler, sepete nazaran daha elverişli olmaktadır şöyle ki bunlarda sıvı maddeler de muhafaza edilebilir.

Yeraltı çukur–kuyuları

Kuzey Çin’in kuru löslü topraklarında daha neolithikten itibaren muhafaza kuyularının kazılması, günümüze çıkmış en önemli depolama yöntemlerinden biri olmuştu.

Kuyu – çukur depolamasının en ilkel şekli, hava sızdırmaz kap prensibine dayanır. Kuyu tane ile doldurulur ve sıkıca, sızdırmaz şekilde örtülür. Tanelerin neşrettikleri karbon dioksit, böcek ve sürfeleri öldürür ve taneler fazla ısınamazlar.

Bu kuyulara dünyanın bütün kuru alanlarında rastlanır. Plinius’a göre kuyu (sirus)da buğday elli, darı yüz yıl kalabilir[1]

 

[1] ibd., s. 378-98.