Halk Dilinden Derleme Sözlüğü’nden (Glossary)
- Giyim
- aba = çoban, deveci ve göçebelerin giydiği uzun, yakasız üstlük, kepenek (Isp, İz, Çr, Ama, To, Rz, Ezc, El, Hat, Sv, Yz, Ky); yün terlik (Bu).
- aco = pamuk ipliğinden dokunmuş çul (Mr)
- aluk = palto, aba gocuk (Af, Dz, Yz, Kn, Ada); giyecek eşya, çamaşır, giysi (Dz, Çr, Or, Sv, Krş, Nğ, İç); içine pamuk veya yün konularak dikilen ve yalnız içe giyilen yelek, hırka (Nğ).
- Boya günü = Kına gecesinden iki gün önce mazı, düz, rastık taşından geline boya hazırlamak için yapılan toplantı (Ant).
- Boy bürüğü = çarşaf yerine kullanılan çift etek (Yz)
- Çinti – Cintiyon – çintiyen – çintan – çintiyan = içi astarlı kadın donu, şalvar (Çr, Tr, Ezm, Ank, Ada, Mğ, Sv, Af, Mn, Kü, İst, İç, Ezc, Gaz, Ky).
- çipite = tel ile işlenmiş bir çeşit başörtüsü (Mğ)
- çoka = köylü dokuma ve örgüsünden yapılan ceket (Ar)
- dobbidi – doddiri – dottiri = şalvar (Ky, Nğ, Kn).
- eğen = kadın elbiselerinin etek kısmı (Sv).
- Eğindirlik = elbise, gömlek gibi şeylerin çabuk eskimemesi için yakanın ön ve
arka taraflarına konan astar (Brs).
- Eseli = al bez üzerine kılaptanla işlenmiş, kenarları saçaklı bir çeşit başörtüsü (Mğ).
- Eyin -eğıl – eğen – eğınbaş – eğni… = üst baş, giyecek, elbise (Ks, Çkr, Or, Gm, Çr, Gz, Ama, Sn, Brd, İst, Ks, Sm, To, Sv, Kr); iç çamaşırı (Or, Gr).
- Feretik = çoban kepeneği (Ezc).
- Fermana – fermane – fermaniye – fermele – fermene – fermile – feymene = kadınların giydiği üzeri işlemeli yelek (Isp, Ba, Bo, Bil, Es, Gaz, Mr, Ank, Krş, Nğ, Kn, İç, İz, Çkr, Ky, To, Hat, Ks, Brs, Or, Gm, Tk, Dz); eteklik (Gaz).
- hadik – hağdik – hedik – helik – hetik – hidik = kar üzerinde gezerken batmamak için giyilen, altı gönden kesilmiş şeritlerle ya da fındık çubuklarıyla örülmüş daire biçiminde bir çeşit ayakkabı (Sm, Or, Gr, Ar, Ada, Ky, Tr, Rz, Ezc, Dy, Ml, Mr); çocuk ayakkabısı, patik (Nğ); örme terlik (İst, Or).
- hafili = ayağa uygun hafif yemeni (İz).
- halayık = kadınların başlarına sardıkları tülbendin başın arkasından bağlanmış durumu (Brd).
- halça – halçe = kunduracıların kalıp üzerine koydukları meşin parçaları (Çr, Kn, Kü).
- halpaç = geniş ayakkabı (Brd, Or).
- halta – honta = şalvar (Ank); çarık ya da ayakkabı yamalığı (Çkr) – halta ve = geniş, bol (El, Or, Gr, Es, Ed- Rumeli göçm.).
- Hapa = çul (Isp).
- harbala = işli kadifeden yapılan, feraceye benzer bir çeşit elbise (İz).
- hatalı = eski ayakkabı (Rz).
- haval = yemenileri kalıba çekmek, düzeltmek için kullanılan bir çeşit ağaç araç (Çkl, Sn).
- havır = işlenmiş koyun derisi (Gaz, Hat).
- hide = ayakkabı (Brs). (İngilizce “hide” = deri ve post).
- hiştek = koltuk altı (El, Ml); elbisede kol altına konulan üçgen biçimindeki
- hoduma – hödüme = tabaklanarak boyanmış, cilalanmış deriden yapılan çizme (Brd, Mğ).
- holta = golf pantalon (Ank); bol paçalı yabanlık kadın şalvarı (İz, Ank)
- horeke = kırmalı ve potlu potur (Çkr).
- hoval = ayakkabıcıları, ayakkabının altını parlatmak ve kalıbın üstüne deriyi germek için kullanılan şimşirden yapılmış bir araç (Kü, Sm, Rz, Ank, Kn).
- huva = ayakkabı içinden kalıbı çıkarmaya yarayan araç (To)
- içlik = iç gömleği (Af, Dz, Çr, To, Gr, Ar, Kr, Bt, El, Ml, Mr, Ank, Ky, Kn, Ada, İç, Mğ); firenk gömleği, mintan (Af, Dz, Ay, Sm, Ar, Ml, Gaz, Mr, Sv, Ank, Ky, Nğ, Mğ, Kerkük); içe giyilen hırka, zıbın (Bo, Çkr, Tk, Rumeli göçm.); pamuklu mintan (İz, Sm); yelek (Ba, Ks, Ur, Gaz, Yz, Ada,).
- İlikli = içten giyilen pamuklu hırka (Ada)
- isti gömlek = dış fanila, firenk gömleği (Kr).
- kaburcak = gelinlik giysisi ile birlikte hazırlanan, içine dikiş ve tuvalet eşyası konan kutu (İz)
- kaça buruk – kaçalık – kaçamık – kaçanburuk – kaçavruk = ayakkabıya ağaç çivi çakmak için delik açmakta kullanılan bir ayakkabıcı aracı, biz (Bo, Sn, Ank, Nğ, Mğ, Mn, Rz, İst, Dz, Ks).
- kaççik = bir çeşit yazma, başörtüsü (Ml)
- kadamak – kadalamak – kadamağ = teyellemek, iri iri dikmek (Sm, Ama, Or, Ml, Bt, Dy, Ur, Kerkük, Ur); iki şeyi birbirine çivi ile iliştirmek (To, Ezc, Bt, Ank).
- kaduk – kadik – kadet – kodak = ayakkabıların altına çakılan demir çivi, kabara (Kü, Bo, Es, İst, Ks, Çkr, Ank, Kıbrıs, Krş, Kn, Nş, Nğ); küçük çivi (Sv, Yz, Ank, Ky, Krş, Nğ, İz, Ama)
- kalabak = hasır otundan örülen şapka (Dz); huni (Dz, Kc).
- kapama = yaşlı erkeklerin giydikleri pamukludan yapılmış kısa ceket (Zn, Ank.); uzun kollu, yanları yırtmaçlı ve önü açık elbise, manto (İst, Zn); yelek (Zn).
- karevle – kalevle – kanevre – kanora… = ökçesiz ayakkabı, yemeni (Bo, İst, Zn, Çr, Ezm, Sv, Kr, Nş, Nğ, Ank, Tr, Ada, Ks, Çkr).
- karevle – kalevle – kanevre – kanora – karaevle – kavelle = ökçesiz ayakkabı, yemeni (Bo, İst, Zn, Çr, Ezm, Sv, Kr, Nş, Nğ, Ank, Tr, Ada, Çkr).
- kayıçı – kayaşı – kayçı – kayutçı = makas (Kn. Buhara göçür., Ağ – Göçm.)
- kaylar = çuha şalvarlara dikilen pamuktan siyah şerit (Kn).
- kaylık = aba, pelerin, palto (Or, Krş, Kn, İç).
- kayma – kaydırma – keyme = beşibiryerde altın lira (Ank, Nş, Nğ, Ks, Ank).
- kayrık = soğuktan korunmaya yarayan kürk, kepenek, kilim vb eşya (Nş, Nğ).
- kazeke = palto (Af) – kazaki = aba (Sm, To) – kazeki = işlemeli çuhadan yapılan kısa ceket (Bil, Çr, Sm, Ama, To, Kr, Ezm, Ezc, Tn, Ank, Ky, Kn, Brs, Kü, Es, Kc, Bo, Yz).
- kazuma tığı = kunduracılıkta, köseleyi ayakkabının yüzüne dikmek için kullanılan tığ (Nğ).
- kebe – kebenek = kaba kumaştan yapılmış ceket, palto, aba (Isp, Ay, Ba, Es, Zn, Or, Gr, Mr, Hat, Sv, Nğ, Ant, Krk, Tk, Ky, İç, Mğ); keçe (Gr); yünden örülmüş kalın kilim (Sm, Sn, Kn).
- keççik yapmak – keçik kurmak = başörtüsünü ensede, saçın altından geçirerek tepede bağlamak (Sv, Mr).
- kefiri = başörtüsü (Ky, Ada).
- kehne = ipekliden yapılan kısa kadın elbisesi (Mğ).
- keküle = erkeklerin soğuktan korunmak için başlarına taktıkları başlık (Ba).
- kelekir = palto, aba (Ank); çobanların kullandıkları çul (Nş).
- kelete = ayakkabı çekeceği (Or, Sv)
- kelik – kelek – keltek – kelteki = eski ayakkabı (Isp, Dz, Mn, Es, Brs, Çr, Sn, Ama, To, Tr, Gm, Ağ, Sv, Ank, Nğ, Kn, İç, Af, Kc, Sm, Bu, Or, Gr); çocuk ayakkabısı, pratik (Af, Uş, Es, Ks, Sn, Sm, Ur, Gaz, Mr, Sv, Ank, Krş, Ky, Ad, İç, Ed); potin, çizme (Krş, İç); meşin, deri (İç); yünden örülmüş terlik (Sv); çorap tabanı (İç); konç (Kn).
- kelikçi = ayakkabıcı (Isp, Çr, Ank, Nğ, İç).
- kelpen = kadınların süs olarak kol üstüne koydukları kumaş parçası (Hat).
- kem = düğme (Ezm).
- keneker = palto (Or).
- kepçe = gelinlerin alın ve şakaklarına takılan içi çukur altın süs eşyası (Ank).
- kepe = ceket (Af, Isp, Brd, Dz, Çkl, Nğ, Ada, Ant); keçi derisinden yapılan kolsuz yağmurluk (Sm); gömlek (Isp); cübbe (Çkl). Bu sözcük bize Fransızca “cape” = kolsuz üstlük, kolsuz paltoyu hatırlatıyor.
- kepenek = etek (Sk).
- kepez = boncuk, para ve tüy takılmış renkli tülbentlerle yapılan gelin başlığı, tepelik (İz, Mn, Kn, Ada).
- kepkepi – kepkep – keplepi = küçük ayakkabı çivisi (Ml, Mr, Sv, Ky, Nğ, İç, Ks, Kü); ayakkabı altına çakılan küçük demir (Sv, Krk).
- ker = rastik (Çkr, Çr, Ama, Mr).
- kerdane = gümüş, altın gerdanlık, süs eşyası (Ant).
- kereki – kereke = aba (İç, Af); yünden ve pamuktan yapılan hırka, ceket (Kn).
- kereste = kunduracı gereçleri (kösele, deri, çiriş ) (İç).
- kesey = başörtüsü (Kü).
- kesi = giysi, elbise (Mğ); çamaşır (İz, Çkl, Mğ).
- kesik = yemeni, terlik (Dz, Kn); ayakkabı (Ada).
- keşan – keşen = peştamal, bir çeşit başörtüsü (Isp, Ama, Gr, Or, Tr).
- keşgen = dokuma aygıtındaki gücünün geçtiği tarak (Brd, İç).
- keviş = ayakkabı (İç).
- keyik – kaygevek – keykenek = çoban abası (Krş, Kn, Nğ, Nş) – kezeka (Vn).
- keyme = kadın gömleği (Ml).
- kıcayak = çizmeye benzeyen bir çeşit yemeni (Sn, Mr).
- kılap = eskiden kadınların feslerine sardıkları ince ipekli kumaş (Ank).
- kılçar – kıcıra – kıldıran – kılıcan – kılşalvar -kıntır = keçi kılından dokuma kumaştan yapılmış don, şalvar (İz, İç, Mğ, Bo, İst, Ank, Zn, Krş, Bil); kıldan yapılmış kumaş (Ay, İç, Ant); kıldan örülmüş çorap (Ant); kepenek (Ant).
- kıldır – kıldırayık = patiska (Çkr, Ank, Ky, Ba); bir çeşit kadın gömleği (Gr, Sv); hırka (Gr)
- kılıklık = ayna (Ay, İz).
- kıllama = köylü kızların bellerine bağladıkları yünden yapılmış püsküllü kuşak (Çr).
- kıllıs = çorap (Ba).
- kılovan = gelinlerin başına takılan tel (Ank).
- kımpaça = ağsız kadın donu (Bil).
- kıravana = aba kumaşından yapılan şalvar (Af).
- kırık don = şalvar gibi bol büzgülü ve sarkık kadın donu (Mğ).
- kırkallık = ayakkabıcılıkta 20 no.lu ayakkabı kalıbı (To)
- kırpıt = el örgüsü ve yünden yapılan pantolon (İz).
- kıstı – kıskı – kısku – kıtık = altınlardan yapılan bir çeşit gerdanlık (Isp, ba, Ks, Çr, Gr, Kn, Ant, Mğ, Sm, Çkl, Ank).
- kıstır – kıskıç – kısman – kısmanda – kıstırık – kindir = pantolon. “it ayağına kıstır giyince kendini bey sandı” (Kü, Nğ, Ant, İst, Zn, İz, Es).
- kıstırgaç = iki paçasının arası çok dar olan don (Kü).
- kıvrak – kıvrız = yerli dokuması kara bezden yapılan köylü kadın yeldirmesi, ferace (Isp, Dz, Ay, İz, Mn, Ba, Brs, Kü, Bil, Ama, Krk); kadınların başa örttükleri kenarları saçaklı ipekli örtü, poşu (İz, Brs, Ama, Kn, Ed, Tk – Yunan göçm.); kadınların başa örttükleri ince tülbent, gelinlerin yüzüne örtülen kırmızı, yeşil renkli, pullu tül ya da krep (Isp, İz, Brs, Çkr, Ama, Sv, Yz, Ank, Nş, Nğ, Ant); kısa kadın eteği (Isp, Nğ); kısa pantolon (Çkl).
- kilte = toka (saç, pantolon vb.) (Çr, Hat- Amik Ovası Türkmenleri, Yz, Nş, Nğ, Kn, İç, Ant); yular (Kn); iplikten ya da ipten örülmüş düğme iliği (İç); düğme (Mğ).
- kirizma bizi = ayakkabı onarımında kösele ve deriyi delmek için kullanılan eğri biz (İst).
- kirlik = kadın giysisi, fistan, gömlek (Dz, Kü, Kn, İç); yeldirme, ferace, çarşaf (Bil, Kü); çocuk zıbını, iç giysisi (Af, Kn).
- kistik = kumaştan dikilmiş palik (Sv); çok eski ayakkabı (Tn).
- koçik = bir çeşit kadın ceketi (Ar).
- kolışlığ = pamuklu bir çeşit ceket (Kerkük).
- kontuş = üst üste giyilen elbise (Kn); kollu yelek (To).
- kolçaklamak = pantolon dizlerine ve arkalarına büyük yamak dikmek (Tr).
- kollama = el tezgâhında dokunmuş abadan yapılan bir çeşit ceket (Sv).
- kollu = kadınların başlarına bağladıkları üçgen biçiminde başörtüsü (Mğ)
- koparan – kopçal = kolları geriye sarkık cepken biçiminde, beyaz keçeden yapılmış, kaytanla işlemeli bir çeşit ceket (İz- Selanik göçm-, Ba, Çkl, Brs, İst, Ky, Ada- Aydınlı aşireti, İç); yelek (Zn).
- kopça – kapça = düğme (az çok her tarafta).
- kora = uzun konçlu çorap (Gm).
- kovalı şalvar = bol şalvar (İst).
- köbe = gömlek ve elbisenin kol ya da kol ağzı (Ar).
- kökneç = peştamal (Sm).
- könçek – kömçek – köncek = uzun paçalı don, şalvar, don (Af, Dz, İz, Ba, To, Mr, Hat, Yz, Ky, Ada, İç, Ant, Mğ).
- köpen, köpene = kıldan dokunmuş çul, kaba yünden yapılmış giysi (Ada); adi dokunmuş kumaş, kaba kumaş (Brs, Nğ); yama ya da yamalı giysi (Sn, Sm); paçavra, eski bez (Ant, Nğ); çocuk bezi, kundak bezi (Çkl, Kc, Sk, Sm, Or); beşik üstüne konan örtü (Sn, Sm).
- köpüme = yaşlı kadınların giydikleri dikişli hırka (Ml). Köpümek – köpülemek = yorgan, şilte, yatak gibi şeyleri kalın ve aralıklı, sıkıca dikmek (To, El, Ml, Gaz, Sv, Yz, Ky, Kn).
- köşe = kadınların başlarına takarak yüzlerine ya da şakaklarına sarkıttıkları gümüş ya da altın süs eşyası (Ky- Afşar aşireti, Ada); deriden kesilmiş, çarık dikmekte kullanılan sırım (Ama, Kn).
- köşker – koşker – köşküncü = kunduracı, yemenici, kundura tamircisi (Isp, İz, Sm, Ama, To, Tn, Ml, Gaz, Mr, Hat, Sv, Ank, Krş, Ky, Nğ, Kn, Ada, Ant, Af, Brd).
- kötene = çizme kalıbı (Sm); çocuk ayakkabısı (Ant).
- köve = kadın giysilerinin eteğine enine konan 5 cm.lik siyah parça (Kr).
- köynek – kövnek – köyneyli = gömlek, iç gömleği (Af, Kr, Ezm, Vn, Ml, Gaz, Mr, Sv, Ky, Ada).
- kubur = gömlek kollarındaki düğmelenecek yer (Dz).
- kulav = keçeden yapılan bir cins başlık (Bt).
- kupül = içine kumaş parçaları doldurulan bohça, parça bohçası (İç). Fransızca “Coupure”den (kesilmiş parça, kırpıntı) galut olabilir (B.O.).
- kül boncuk = yemini kenarlarının süslenmesinde ve çeşitli süs eşyalarının yapımında kullanılan renkli boncuklar (Ama).
- küpül = eski pantolon (İç); eskimiş, paramparça olmuş giysi (İç).
- kürde – köpten – kürdek – kürdiye – kürdü – kürdük – küstü…= kadın ceketi, uzun hırka (Isp, Brd, Kü, Bil, Ank, Zn, Ks, Çkr, Sm, Af, Nğ, Gr, Mr, Hat, Ky, Çkl, Bo).
- kürdek = kısa, kolsuz hırka (Sm, Ama).
- mağrama – maharma = el havlusu, peçete (Ba – Karlova göçm., Sm, Ant).
- mağsır – maasır = bez dokuyanların çıkrıkla ip sardıkları parmak kalınlığında kamış, masura (Mğ).
- mahrava = büyük mendil (Vn); mendil (Kr); havlu peçete (Kr)
- mahyar = yerli yünden dokunmuş, uzun ve yakasız kadın paltosu, yeldirme (Brs, Es).
- mandik = köylü kadınların giydiği, geniş paçalı ve düğmeli kadın donu (Çr, Ama, To).
- mapes = kadınların başlarına bağladıkları oyalı yemeni (İz, Brs).
- marama – margama = havlu (Sm); kadınların başlarını örttükleri dokuma bez (Dz, Çkl, Ml)- marhama = köy kadınlarının başlarını örttükleri havludan örtü (Zn, Ank); havlu (Bil, Bo, Ezm, Ezc, El, Ml); ipekli, ya da keten işlemeli mendil (Gr, To, Ezm, Gaz, Mr); peçete (Ezc, Gaz).
- marhama = köy kadınlarının başlarına örttükleri havludan örtü (Zn, Ank); yüz ve hamam havlusu (Bil, Bo, Ezm, Ezc, El, Ml); ipekli ya da keten, işlemeli mendil (Gr, To, Ezm, Gaz, Mr); peçete (Ezc, Gaz); erkek ceketi (İst); cübbe (Ezm); hırka (Ezm).
- marmaş = ince tülbentten yapılan başörtüsü (Ar).
- maşallah = Türkmen kadınlarının başlarına taktığı gümüş başlık (Af).
- maşaplı = mendil (Ba).
- melef = yatak kılıfı (Bo, Çkr).
- melefe – melhafe – melife = yatak ve yorgan çarşafı (Af, Çkl, Çr, Kr, Adı, Mr, Sv, Yz, Ank, Krş, Ky, Nğ, Ay, Gaz, Zn); yastık yüzü (Çkr).
- mengil – mengene – mengül = küpe (Ank); bilezik (Kü, Kr, Kn, Ada, Ant, Mğ, Isp, Ks, Çr, Sn, Sm, Ama).
- merhama = hırka (Tr).
- mondik = kadın donu (Çr, Ks).
- netme = çobanların giydiği keçeden üstlük, kepenek (Or).
- nezgep ve varyantları= kadınların başlarına taktıkları üstü işlemeli ve altınlı başlık (Mn, Sm, Ant, Sn).
- nüne = kadınların iki kaşları arasına yaptıkları büyükçe siyah nokta ben (Kerkük).
- oltan = kesilip dikilmeye hazırlanmış yemeni, ayakkabı altına vurulan pençe (İç, Ant); mest ve yemeni yüzünü köseleye tutturmak için yapılan iri dikiş (Çr, Ama, Ank); çarığın içine konulan bez ya da deri parçası (Ant); çarık ipi (Çkl).
- öndemen = kadınların başlarına örttükleri şal (Kü); kadınların önlük olarak kullandıkları peştamal (Kü).
- parpara = gelin giysilerinde süs olarak kullanılan sarı, küçük parça (To, Ur); giyimi eski ve düzensiz kadın (Rz).
- pav = kadın başörtüsü (Zn).
- peçe = elbise, gömlek vb. giysilerin kollarındaki manşet (Çr).
- poçu – puço – puçu – puşu = başa sarılan, çevresi saçaklı, ipek örtü (Af, Isp, Brd, Dz, İz, Ba, Kü, Bil, Es, Ank, Nğ, Kn, Ant, Mğ, Ay, Bo, Gr, Gm, Ezm, Ezc, Ml); boyun atkısı, şal (Af, Nğ).
- potur = bir çeşit ayakkabı (Bo).
- pörü = büyük başlı, demir ayakkabı çivisi (Zn).
- pullu – pullu bürük = çevresi ve üstü sırmayla, pulla işlenmiş, kırmızı kadın başörtüsü (Isp, Dz, Çkr, Çr, Ezc, Mr, Sn).
- puştu = çarık yaması (Brs, Bo).
- puşu – poçu = çarşaf giyen kadınların yüzlerine örttükleri peçe (Ezm, Dy, Tn); bele sarılan kuşak (Md).
- saya = yeldirme (Ba, Çkl, Brs, Bil, Kc); manto (Bil, Kc, İst – Rumeli göçm.); kadın giysisi, entari (Af, Zn, Ks, Sv, Yz, Ky, Kn, Ed); Yelek, cepken (Sn, Sv, Ky); al şeritle süslenmiş ak gelin giysisi (Kn); eteklik (Ky, Ada); iş önlüğü (Dz, Zn, Dy, Es, Gaz); elde bükülen pamuktan ak ceket (Yz); üçetek (Af, Isp, Çkl, Çr, Ml, To, Kn, Mğ).
- sehavi – sevayi = üçetek yapılan çizgili bir çeşit ipek (Sm, Nğ); telli gelinlik kumaşı (Isp, Brd, Dz, Kc).
- sıtma = erkeklerin dışa giydikleri gömlek, frenk gömleği (Brd).
- silbiç ve = küçük çocukların yatağını kirletmemeleri için beşiğe yerleştirilen oturak (Isp, Brd, Dz, Ay, Çkl, Kn, Af, İz, Ks).
- sirdan = gerdanlık (Ezm).
- siriç = iri dikiş, teyel (Gaz)
- siy – sibik – siğin = üçeteğin etek uçları ya da arka parçası (İst, Çr, Kn, İç, Sn, Dy, Yz); etek (Af, Isp, Yz, Krş, Ada).
- siyi – siği – siyim = etek, etek ucu (Ky, Krş, Ant, Brd, Dz).
- sulguç = ayakkabı (Ks).
- suluk = hamam takımı, hamam havlusu (Gr, Ama, Or).
- sutara = gümüş ya da altın bilezik (Sv).
- süğüm = fesin iki yanına takılan altın dizisi (Dz).
- süre = gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş (Ur).
- sürtüke = içi pamuklu hırka (İz, Ama, Kn, Ant).
- sürütme = pantufla, aba terlik (Brd).
- süstan = fistan, giysi (Çr).
- şaklak = çocukların başına bağlanan tülbent (El).
- şalak = giysinin etek baskısı (Brd).
- şapılduk = şakağa takılan süs eşyası (Krş).
- şata = başörtüsü (Tk); yastık (Gr).
- şelme = atkı, örtü (Ay, Sv, Kn).
- şervete = mendil (Ba).
- şıpıdık ve çok sayıda = Terlik (Dz, Ay, İz, Kc, Nğ, Kn, Brs, Sm, Ank, Mğ, Çkl, Tr, Bil, Ky, Nş, Es, Ur, Çr).
- şıpıldak = hamam (Brs); takunya (Çkr).
- şinti = don (İst).
- şirazvan = bacakları enli, ağı sarkık, uzun şalvar (Gm).
- şirbata = erkeklerin başlarına doladıkları renkli bez (Brs).
- şirvata – şırbata – şırpata – şırvata – sibete (Ed, Rumeli göçm.) – sirvete (Ed, Selanik göçm.) = mendil (Çkl, Gr, Ml, Brs).
- şirvete = boyun atkısı (Bozcaada – Çkl); oyalı yemeni (Ba).
- tavşana = sırma saçaklı, pullu, cepkenli bir çeşit giysi (İst).
- tefebaş = sırma ile işlenmiş atlas ya da kadife giysi (Kü, Zn).
- tepelik = üzeri altın dizili, süslü kadın fesi (Isp, Dz, Bo, Çr, Sm, Gr, Ezc, Ank,Krş, Ky, Nş, Nğ, Ar).
- teyel = hırka, mintan ya da köylülerin giydikleri dizliklerin üzerine yol yol işlenen nakış (Dz).
- teyelti = kadınların alnındaki altın ya da gümüş dizisi (Mn).
- tılar – tilar = çocuk karyola ve beşiklerine konulan, genellikle ortası delik yatak (Kc, Bo, Zn, Sm, Ks, Çr, Yz, Çkl, Mr, Krş); yatak yünü (Sk).
- tırancı = pamuk atıcı, hallaç (Ank).
- tırlık = kalın iplikten örülen çuval, heybe (Nğ); pamuk ipliğinden yapılan şalvar (Ada); pamuktan yapılan kalınca iplik (Ada, İç).
- timi = iç dizliği, don (Zn); iç donu yapılan bir çeşit bez (Zn).
- tiribolu = büyük ipekli mendil (Gr).
- tomak = kısa konçlu ayakkabı, potin (To, Kn).
- toman – tuman = kadın şalvarı (Ank).
- ton > kürk (Af).
- topdon – topton = geniş ağızlı, uçkurlu, kısa zeybek donu (Isp, Mğ).
- tor = başörtüsü (İç); kadınların başlarına örttükleri çarşaf (Kr, Nğ, İç); peştamal (Kn); fanila, çorap vb. giysilerde vücudu saran lastik örgü (Kü, Es, Mr, Sv); 1 m uzunlukta, 4 cm eninde örgü ip (To); örgü sırası (Sv); hamam havlusu (Ank, Nğ,Kn).
- tozak = düğünlerde gelinin başına takılan çeşitli renge boyanmış kuş tüyleri (Af, Gaz, Mr, Ada).
- tulum = kadın giysisi (Çr, Sm, Ama, Vn); avcıların gölde ıslanmamaları için giydikleri, çoğunlukla keçi derisinden yapılan bir çeşit pantolon (Ed).
- tuman – tıman – tımman – toman – tumon – tumen… = don, şalvar (Isp, Ay, İz, Ba, Çkl, Bil, Kc, Ks, Sn, Sm, Ama, To, Gr, Tr, Gm, Ar, Kr, Ezm, Ezc, Ağ, Vn, Bt, Dy, El, Ml, Ur, Gaz, Mr, Hat, Sv, Yz, Ank, Krş, Ky, Nğ, Kn, Ada, Ant, Ed, Krk, Tk, Kerkük, Or, Mğ, Çkl); pantolon (İz); eteklik (Kr).
- tumaş = ayakkabılık meşin (Kr).
- tura = kadınların başlarına taktıkları altın dizisi (Dz, Ay, İz, Ezc, Mğ).
- tütünlük – tütünnük = kadınların iş yaparken giydikleri giysi, önlük (Kr, Ezm).
- uluorta = bir ayakkabı çeşidi, yemeni, çapula (Isp, Sn); bir ayakkabı kalıbı (Çr, Ama, To).
- uskuf- uskufa – uskup = ipekli kadın giysisi (Bil, Mğ, Dz).
- uyuk = tezgâhta dokunan yün çorap (Kırım Türkleri).
- üllük = beşikteki çocukların altına konan ince kum (Sv, Ky).
- üsküf = kıyıları işlemeli başörtüsü (Mn, Ank, Mğ); yünden örme başlık (Ky).
- üsküfe = gelinlik yapılan bir çeşit sırmalı eski kumaş (Ks); kalın ipekli, değerli eski zaman kumaşlarından yapılan kolsuz düğün giysisi (Sm).
- üslük = başörtüsü, başa örtülen peştamal (Uş, Dz, Ay, İz, Mn, Ba, Çkl, Brs, Kü, Bil, Bo, Çkr, Ama, Tr, Nğ, Kn, İç, Mğ); kadın önlüğü (Isp); yabanlık giysi (kadın için) (Brs); kısa üst giysisi (kadın için) (Rz, Ky, Nğ).
- üsürgü = kadınların başlarına örttükleri yarım çarşaf, başörtüsü (Gr, Sv).
- vala – velâ – vele = ipekten dokunmuş, ince başörtüsü (Es, Çkr, Ar, Kr, Ezm, Ur, Ank, Krş); ince, renkli, ipekli değerli kumaş (Ks, Yz, Krş, Nğ, İç); ipekten dokunan yorgan, yatak yüzü (To); el tezgâhında dokunmuş yünlü kumaş (Ks, Çkr); yünden dokunmuş yorgan yüzü (Sv); pamuklu dokuma, revendük (Çr).
- vant = giysinin, eşyanın dış yüzü (Sr).
- vele = renkli kumaş parçaları (Af, Isp, Dz, Es, Kn); gelinlerin kına çaputu (Brd); bürümcük (Kn); ipek giysi (Ada).
- vezek = donun, şalvarın uçkur yeri (Çkl, Ama, To, Ezm, Sv)
- vıkvık = eldiven (Ur).
- yağlık ve varyantları = mendil (az çok bütün Anadolu’da); başörtüsü (Sm, Hat, Krş, Kr); havlu, peşkir (Çkl, Brs, Kc, Gr, Rz).
- yağubbe = erkeklerin giydiği yumuşak deri çizme (Ada).
- yamçı – yamşı = yağmur ve soğuktan korunmak için kıldan, keçeden yapılan üst giysisi (Af, Ay, Bo, Sk, Çkr, Çr, Sm, Ama, Tr, Rz, Kr, Ezc, Vn, El, Ml, Mr, Sv, Ky, Nğ, İç, To).
- yamşak = büyük başörtüsü, tülbent (Af, Brd, İz, Çkl, Kr, Ezm, Ur, Sv, Yz, Ada, Mğ).
- yancık = köylü kadınların yanlarına sarkıttıkları örme süsler (Çkr); kadınların, yün eğirirken sol kalçalarına astıkları ve üstünde iğ çevirdikleri kösele parçası (Ezc).
- yandım = kadınların boyunlarına taktıkları parlak boncuklu kolye (Çr, Yz).
- yanevre = yemeni, ayakkabı (Isp).
- yapık – yapuk = yemeni, başörtüsü (Ba, Çkr, Yz, Krş, Ky, Nş, Nğ, Ant, İz, Sv).
- yapınca – yapıncı = çoban yağmurluğu, yamçı (Ar, Gm, Kr, Ezm, Vn, Tk).
- yara = ilik (İst, Ank).
- yediyaşar = ayakkabıcılıkta kullanılan bir yemeni ölçüsü (Isp).
- yekte = eteklik (Af, Isp, Ay, Kn); ferace (Çkl, Kn).
- yelpaze – yelpüze = altınla birlikte takılan, yürek biçiminde, gümüş, ince, üstü savatlanmış takı (Çkr).
- yelve = kadınların giydiği şayak ceket (Af, Çkl, Ed).
- yen = giysi kolu, kol ağzı (Anadolu’nun Batı yarısının her yerinde).
- yensiz = kolsuz gömlek (Çkl).
- za = dıştan giyilen etek, pelerin, çarşaf (Dz).
* * *
b – Dokuma
- aba = beyaz yünden dokunmuş bir çeşit kilim (Af)
- açkı = tabaklanmış derinin yüzünü parlatmaya yarayan kalın camdan, silindir şeklinde bir âlet (Açkı çubuğu) (Çkl, Brs, Ed).
- akhaba = yünden dokunmuş bir çeşit kilim (Isp).
- alacalık = alaca denilen pamuklu dokuma ipliği, direzi (Kn).
- alağra = pamuk ipliği ile dokunan bir çeşit halı (Mğ).
- alara = bir çeşit kilim, çul (Mğ).
- alemida – aleme – alemidi – alemit – alemli – alemne = iplik çilelerini çözgü kalemlerine sarmaya yarayan çark, dolap (Rz, Kc, Or, Tr, İst).
- aliçehre = yuvarlak, küçük ve siyah renkli, üzüme benzer meyvesi olan ve dericilikte kullanılan bir ağaç (Vn).
- aretmek = tabaklıkta derilerin içyüzünün etlerini bıçakla kazımak (Ezc).
- boyaçın – boya çili – boya otu – boya pürü = kökünden boya yapılan bir çeşit ot (To, Ama, Nğ, Isp, Brd, Dz, Ba, Ank, Ar, Krş).
- buru = 50 dirhem ağırlığında olan pamuk ipliği çilesi (Kn, İç).
- çatalca = dokumacılıkta ipliği aralayan aygıt (Isp, To).
- çin = halı dokumada kullanılan gevşek eğirilmiş iplik (Kr).
- çitari – çetare – çetari = ipekle karışık yollu dokuma.
- çatal cıymak > dokuma motifi (İç).
- dolap – dolop = kendirden ip bükmeye yarayan aygıt (Zn); dokuma tezgâhında iplik sarılan aygıt (Ky); derileri harçla birlikte döndüren aygıt (Isp).
- fengire – fengere = yün eğirmeye yarayan iğ, kirman (Isp, Bo, Zn, Çkr, Ank).
- ferece tahtası = duvara dayanan ve üzerinde deri sıyrılan tahta (Isp).
- girgit – girkit = halıcılıkta düğümleri sıkıştırmaya yarayan tarak şeklinde araç (Dz, Ama, Sv, Ky, Kn, Kr)?
- haba = çözgüsü kıl, atkısı yün ipliğinden dokunan kilim (Af, Isp, Brd, Dz, Kü, Ky, Kn); çözgüsü ve atkısı kendir ipliğinden olan çuval (Brd, Isp, Dz); kaba kumaş (Hat); (giyim) yün yağmurluk (Af); (giyim) palto, aba (Brd, Dz, Ezm, Gaz, Kn, İç); (giyim) siyah yünden dokunmuş, önü kaytanlı cepkenimsi kısa erkek ceketi (Isp, Brs, Es, Ky, Nğ, Kn, Ant, İç).
- haden = tabakhanelerde içinde deri terbiye edilen havuz (Mr).
- hanu = halı, kilim, ya da bez dokuma tezgâhı (Af, Ama, Kr).
- haç dolabı = tabakların köseleyi pişirdikleri dolap (İst).
- harhıt = dokuma tezgâhlarında deve denilen parçayı yukarda tutmaya yarayan araç (Çr).
- hartı = iplik eğirilirken örekenin başına dolanan yünü ya da pamuğu tutturmak için üzerine sarılan enli deri parçası (Çkr, Or, Ky, Nğ).
- haşil = ipliği sarartmak için nar, yaprak, soğan kabuğu kaynatılarak yapılan
- havır = işlenmiş koyun derisi (Gaz, Hat).
- havuç = deriyi sertleştirmede kullanılan kaynatılmış palamut ve somak suyu (Mğ).
- hayat – hayatı = ipek iplik (Kr).
- heşek – heşet = bez dokunurken dokuma aracına geçirilen iki kat bükülmüş kalın iplik (Ml, İç).
- hevcar = tabaklıkta kullanılmış olan somak yaprağının tortusu (Gaz).
- heyden – hekden – herden – heyden = tabaklıkta deri ıslatılan kireç çukuru (Hat, Ky, To, Nğ, Isp, Çkr, Gaz.).
- heyre = bez dokuma tezgâhı (Ks)
- hıltar = keçi kılından yapılmış ip (Ank, Mğ).
- hısır = patiska ve amerikan bezlerinin çirişi, kolası (Ada)
- hışva – hışır – hışve = açılmış pamuk kozası (El, Ml, Ur, Ada, Mş); açılmamış pamuk kozası (El) (“hışva”, Dy’da çok kurumuş şey).
- hirsenk = kıldan yapılmış kilim (Ezm).
- hodman = iplik bükmeye yarayan araç, iğ (Rz).
- hoğ = kumaşın ince tüyü, hav (Nğ).
- horta = çıkrıkla iplik eğirmek için bir araya gelmiş beş altı kadın: “çıkrık hortasına gitmiştim” (Dy).
- hör = kalın pamuk ipliği (Ada); kıl iplik (Mr).
- hörül = kalın pamuk ipliği (Dz).
- hürriyet kilimi = bir çeşit kilim (Afşar aşireti – Mr).
- ığlız = ipliğin dolaşmaması için sarıldığı makara vb. şeyler (Kü).
- ılgıdır ve çok sayıda varyantı = ipliği çile yapmaya yarayan iki ucu çengelli tahta araç (Isp, Dz, İz, Bo, Zn, Ks, Sn, Sm, To, Or, Yz, Ank, Kn, Ada, İç, Ant, Mğ, Kıbrıs, Kc, Çkr); çorabı genişletmeye ya da düzgün tutmaya yarayan tahta kalıp (Brd, Çkr); ip bükmeye yarayan çatal ağaç (Kn).
- ılgıtır = 50 cm uzunluğunda keten arşını (Kn).
- ılgız = iplikleri çile yapmaya yarayan araç (Dz, Mn, Es).
- ılık = iplik bükmeye yarayan bir araç (Rz).
- ılıka = ağaç kabuğundan ya da kendirden yapılan urgan, ip (Bil).
- ılız = iplik sarmaya yarayan bir çeşit ağaç araç (İst, Krk).
- ılkız = ipliği çile yapmaya yarayan iki ucu çengelli tahta araç (Ba).
- ısdar – ıstam – ıstar – ıstar ağacı = halı, kilim vb. şeylerin dokunduğu tezgâh (Af, Isp, Dz, Ay, Es, Çkr, Krş, Nğ, Kn, İç, Mğ, İz, Mn, Çr, Mr, Yz, Ank, Krş, Ky).
- ıskar = dokuma tezgâhı (İz- Yörükler).
- ıslak = kendir ıslatılan havuz (Ks).
- ışığan = yaprağı taflan yaprağına benzeyen, kabuğundan siyah boya yapılan, ormanlarda yetişen yabani bir ağaç (Ks).
- ışkı = deri ya da tahta kazımakta kullanılan iki ucu saplı eğri bıçak (Çkl, Krk, Tk).
- ıyım = şal dokumak için iki kazık arasına dizilen iplerin biçimi ya da yapılan iş (Or).
- ıyma = halıcılıkta arıç denilen, uzunluğuna gerilen ip (Yz).
- ıymak = dokuma tezgâhında halı, kilim, vb. şeylerin iplerini yerleştirmek, germek, ip çözmek (Or, Gr, Sv, Yz, Kn, Ada).
- ilig = iplik bükmeye yarayan araç (Rz).
- ilımar = kamış ya da ağaçtan yapılan masura (Isp, Brd).
- irkip = meşin ve sahtiyan dikilen ip (Çkl).
- istigel taşı – istikar – istira = tabaklarca derileri temizlemekte ve düzeltmekte kullanılan bir çeşit araç (Brs, İst, Tr, Ank).
- istikar kundağı = deri parlatmaya yarayan bıçağın tahta sapı (Tr).
- karaşabla (şapla) = yaprağından siyah boya elde edilen kötü kokulu, ısırgan otuna benzer bir ot (Ank).
- kasar – kaster – kastar = kumaşı beyazlatma, ağartma işi (Or, Rz, Mr); bezi beyazlatmakta kullanılan madde, kireç kaymağı (Ks, Ml, Kn, El, Ama).
- kavrak = yünlü kumaş (İst).
- kayasa = deve tüyünden yapılmış urgan (Isp, Ay).
- kazıl – kazil = kıldan bükülmüş, çuval dikmekte kullanılan ip, sicim (Isp, Brd, Ay, İz, Mn, Ba, Kü, Bil, Ama, Ar, Nğ, Ky, Mğ, İst, To, Bt, Bn, El, Ml); kıl ve yün yumak (Dz, Ba); çuvaldız (Brs).
- kazılcı = kıl ipten örülmüş yular, kolan, çuval, torba vb. şeyler (Nğ).
- kecere – kecefe – keceve – kecire – kecre = dokumacılıkta ipliği sarmakta kullanılan çıkrık (Bil, Bo, Hat, K, Nş, Nğ, Kn, İç, Kıbrıs, Dz, Mğ)
- keçi – kecikarkı = ipek kozası (Ar, Vn, Gaz, Hat, Ama); sun’î ipek (Sv); gömleklik ipek (Nğ, Kn); makara ipliği (Mn); sicim (Ank); kenevir, kendir (Ama).
- keci böceği – kee = ipek böceği (Ar, Ml).
- kecik = kıldan ve yünden yapılmış ince kuşak (El).
- kecin = keten işlenirken ilk çıkan kaba, kılçıklı lifler, kıtılı (Kc, To, İst, Ks, Çr, Sm, Sn).
- kehma = bir çeşit kumaş (Ank).
- kehme = ipekliden yapılmış kısa kadın elbisesi (Mğ).
- keji = yün halı ya da kilim dokunurken araya katılan pamuk (Kr).
- kelebe = dokuma aygıtında ipliği masuraya sarmaya yarayan araç, çıkrık (Ba, Çkl, Zn, Ks, Çr, Ed).
- kelefe = yün ya da iplik çilesi (Gm, İç); iplik sarmakta, çile yapmakta kullanılan tahta araç.
- kelep – keleve = iplik çilesi (Af, Isp, Dz, İz, Mn, Ba, Çkl, Brs, Es, Kc, Sk, Bo, Ks, Çkr, Çr, Sm, Ama, Or, Gr, Gm, Rz, Ar, Ezm, Ezc, Dy, Ml, Ur, Gaz, Mr, Hat, Sv, Ank, Ky, Nğ, Ada, Mğ, Tk, Bil, Kn, İç); iplik yumağı (Isp, Kü, Mğ)
- kelepçe – kelepçek = ipliği çile yapmaya yarayan ağaç araç (Tr, Rz, Ar, Bt, El).
- kelime = bükülmek üzere hazırlanmış keçi kılı (Dz).
- kemke = ipekli kumaş (Gm)
- kemp = kilim dokuma aygıtı (Or).
- kendir = urgan, ip (Af, İz, Kr, Gaz, Hat, Ank, Nğ, Kn, Ada); yaygı (İst).
- kendirek = havla, kurulama bezi (İç)
- kendirik = kenevir (Kn, Ada, İç).
- kepermek = yün ve kumaş tiftiklemek (İç).
- kepezenk = ham deriyi yumuşatmakta kullanılan bir araç (Isp, Çkl).
- kerpiçli yelen = kilimlerde bir çeşit kenar süsü (Ada- Berit ve Gâvurdağı Yürükleri).
- kestel – kestelipi – keşten – kestil = dokumada çözgü ipliği (Dz, İç, Af, Ml, Kn); kınnap, kıl sicim (Dz, İç, Kn).
- keşgen – keşken = dokuma aygıtında “gücü” denilen iplik tarağının çubukları (İz, İç).
- kıhra = keçi kılından dokunmuş kilim (Ks).
- kılıç = kendir liflerini dövmek üzere kullanılan çatal ağaç (İz)
- kılıç = dokumada kullanılan cetvele benzer bir araç (İz, İst, Or, Tz, Sv).
- kılıcan = kıldan yapılmış kilim (Gaz).
- kıvratma – kıvrak = el tezgâhında temiz ve kıvrılmış iplikten dokunmuş bez (Ama, Ml, Nğ, Dz)
- kırpık = halı yünlerinin makasla kesilen kısımları (Isp).
- kırtız = yün ipliklerinin pisliklerini temizlemekte kullanılan 10 – 15 cm boyunda düz ağaç parçası ya da ince kamış: “bir kırtız yap, ipliği kırtızlayalım” (Vn).
- kıskar = çul, kilim dokunan tezgâh (Dz).
- kirde = tabaklanan derilerde palamuttan olan beyaz dalgalar (Çkl)
- kirdiman = tabaklanmış derinin üstünde biriken harç kirleri (Isp); harçtan çıkan deriler (Çkl).
- kitireli = kolalanarak gevşekliği giderilmiş sert kumaş (Nğ) (kitre ile mi?…)
- kizetmek = derinin kıllarını ateşte yakmak (Bt, Ur).
- koçak = yün ipliği çilesi (Isp).
- kolapana = pamuklu çocuk bezi (Kc, Ed); paçavra (İst)
- kolcak = kirman eğirirken kola sarılan yapağı (Af, Isp, İç, Mn).
- korasma = dokuma tezgâhlarında ipliği astıkları yer (Brs, To, Rumeli göç.).
- koşma = iki katlı kilim (Ky).
- köleker = bir çeşit kilim (Berit ve Gavurdağı yörükleri – Mr).
- köleter = ip eğirmeye yarayan kırman (Bo).
- kölümbe = çıkrığın dönen yastığı (İç).
- köpen – köpene = uzun tüylü halı (Ky, Kn).
- kuy = şal ve bez dokunan dokuma aygıtı (Ar).
- kücü – kucca – kücü ağacı – kücülük… = dokuma tezgâhında ariş ipliklerini açıp kapayan tarak (Isp, Brd, Dz, Es, İst, Zn, Ks, Sn, Sm, Ama, To, Or, Ar, Ml, Sv, Yzg, Krş, Ky, Nğ, Mğ, İç, Af, Ank, Kn); heybe dokumada kullanılan, üzerine teller çakılmış tahta, basit dokuma aygıtı (Brd); ince sicim kalınlığında, sağlam, bükülmüş pamuk ipliği (Af, Ama, Gm, Ar, İç, Nğ).
- kücülemek – kücümek = tezgâhta halı, kilim, kumaş vb dokunurken çözgü ipliklerini gücü ağacına bağlamak (Dz, Krş, Nğ, İç, Or, Nş, Kn).
- kücükaladı = koza yapacak olan ipek böceğinin kelebek olana kadar geçirdiği 3. devre (Ay, Ba)
- küçük basmacık = yün dokumalarda kullanılan bir motif (İç).
- küçük çıkçığı = bir çeşit kilim (Mr).
- kündükü = kilim boyacılığında kullanılan bir renk (Mr, Berit ve Gâvurdağı Yürükleri).
- küne = ipek böceklerine verilen dut yaprakları (Ba, Ed); ipekböceklerinin yüksek ve askılı yatakları (Sk)
- küp mavisi = küple mayalandırılarak lacivert renk elde edilen bir çeşit boya(Nğ)
- kürküt = halı, kilim tezgâhında taraktan dökülen yün kırıntıları (Isp, Mğ)
- kürt küpesi = bir çeşit kilim (Ada – Berit ve Gâvurdağı Yürükleri).
- kütdemir = deriyi genişletmekte kullanılan rende (Ant.).
- kütük = deri kazımakta kullanılan ağaç (Isp)
- lnik = dokuma cenderesi (Çkl, Kü, Es); kendir dövmeye yarayan ve su ile dönen dolap (Or).
- mağ – mağı = tabaklanmış derinin iç yüzü (Isp, Tr, Nğ, İst, Ank, Mğ).
- mağallak – muallak = tezgâhtaki ipleri germeye ve ayırmaya yarayan araç (Brd,Isp).
- mağbar – magbar = dokuma tezgâhında dokunan bezin sarıldığı ağaç (Rz, Ml,To).
- makou – mako = dokuma tezgâhında ipliği çeken ağaç mekik (Rz, Ar).
- mal = işlenmiş, boyanacak duruma gelmiş sığır derisi (Tr).
- malıç – mağlaç – mağlıç – mahlaç = pamuk (Dz, Ba – Mora göçm., Ant, Mğ, Ay, Isp).
- mamer – mâmer = dokuma tezgâhında bezin sarıldığı yuvarlak ağaç (Sm); dokuma tezgâhında boy ipliklerini germeye yarayan yuvarlak ve dönen ağaç parça (Ama).
- mancük – mançuk = şal dokunurken geçme ipliğinin sarıldığı ağaçtan yapılmış araç (Ar, Sv); mekik (Ks).
- mangırcak = dokuma tezgâhındaki makara (Nş).
- mantar = dericilikte tanen kırmakta kullanılan bir araç (İst, Tr).
- marlak = eğirilen yün yumağının takıldığı değnek (Dz).
- marrak = dokuma tezgâhında ipliği yumaktan düzgün indirmeye yarayan yuvarlak ağaç (Mn).
- mastur = tezgâhta, halının düz dokunmasını sağlayan araç (Ky).
- maşık – masık = urgan (Ky); yük urganlarının ucuna bağlanan ağaç çengel ya da halka (Ky)
- mavrı – mavru = çamın kırmızı renkli kabuğu ve bu kabuktan yapılan toz (Isp, Ant).
- maya = manda derilerinin kıllarını düşürmek için kepek ve çavdar unundan yapılan ilâç (Isp).
- mazı = halı tezgâhında, arışın ve dokunan halının sarıldığı ağaçlar (İz, Kn, Ada).
- mazman – mazmancı = kıldan ip büken, çuval dokuyan, keçe yapan (kimse) (Sm, Ar, Ezc, Ml, Mr, Hat, Sv, Ada, Kr).
- mazman etmek = kendir bükmek için kirmeni çevirmek (To).
- mebrüm = atkı iplikleri pamuk, çözgü iplikleri yarı ipek yarı pamuk olan dokuma (Ar).
- meldin = düzensiz, küçük yün ya da kıl kilim (Mn, Ba)
- meles – melez = pamuklu bez (Kn); gömleklik ipekli bez (Am, Rz, Ank); ipek ve pamuk iplikle dokunmuş bez (Ar, Ml, Ank, Ant, Hat)
- melik – melegir – meleğer – meleyir = dokunmak için çile, yumak yapılmış ip (Af, Isp, Dz, Sn, Krş, Nğ, İç, Nş, İz).
- melken = tezgâhta gerilmiş ipler arasından geçirilen ip yumağı (Kn).
- mencik = çul dokuyanların kıl, kendir koymakta kullandıkları deri torba (Isp, Brd); su taşımak için davar derisinden yapılan kap (Brd).
- menek – menak – menik = yün dokuma motifi (İç).
- menevrek – menevre – menevreg = kıldan dokunmuş şalvar (Af, Isp, Brd, Brs, Kn, Ant, Mğ).
- mengene = ipek bükülen ya da sarılan çıkrık (Mğ).
- mengere = ip eğirmekte kullanılan kirmen (Çkr).
- menik – menek = iplik çilesi (Af, To, Mr, Yz, Ky, Kn).
- mermer = tezgâhta, iplikleri gücülere çeken araç (Çkl, Sn, Sm)
- mevvet = ipek kozasının işe yaramayan bölümü (Hat).
- mişenge = keten, kenevir lifi (Ur)
- mitit = dokuma tezgâhında dokunan bezin sarıldığı araç (To, Ml); el tezgâhında dokunan şeyleri daraltmaya yarayan araç (Çkl)
- moluz = urgan büküldükten sonra üzerine sarılan sarı renkli, kireçli toprak (To)
- nezik – nezük = ipleri yumak yapmaya yarayan dokuma çıkrığı (Ml, Ky, Nğ, Kh, Ar).
- oğurcak = yün bükmeye yarayan araç (İst- Rumeli göçm.)
- orcuk – orucuk = iğ, kirmen (Sn, Sm).
- ökre = bükülmüş yünü sarmaya yarayan ağaç (Sm, Tr).
- öksün = odunundan sarı boya çıkarılan bir çeşit çalı (Ant).
- önnemen = ipten dokunmuş bir çeşit kilim (Mn); battaniye (Mn); dokuma (Mn)
- örek – öre – öregü – orey – öroğ – öroğü – orü = yün iplik eğirme aracı, kirmen (Or, Sm, Sv, To, Çkr, Sn, Ar).
- örgüç = dokuma aracı (Ank).
- pahal = dokuma tezgâhının iki yanına asılan ortası delikli yuvarlak taş (Nş, Kn)
- panga – pango – pangu = üstünde deri işlenen tahta masa, mermer tezgâh (Tr, İst, To)
- Panzal = yemeni yaparken dize geçirilen iki ucu birbirine dikilmiş bir çeşit kayış (Isp).
- patlangıç – patlankuç – patlangaç = içi boş dallarından mekik yapılan, küçük yapraklı bir ağaç (Sv).
- peçe = dokuma tezgâhında ipliklerin geçirildiği 20 delikli tahta parçası (Çr).
- pedahta = dokuma tezgâhında, direziyi açmaya yarayan ayakla basılacak yer (İz).
- pedrik – pedirik = temizlenip taranarak eğirilecek duruma getirilmiş pamuk yumağı (Dz, Ba, Çkl, Bil, Kc, Ed).
- per = dokumacılıkta, dokunan bezin “selmi” denilen direğe bir kez sarılması (Isp).
- puştu = çarık yaması (Brs, Bo).
- pürçük – pürçek = dokumaların tarazlanmış, saçaklanmış yerleri (Ada, Ant).
- saya = kundura yüzü (Af, Çkl, Brs, İst, Sk, Sn, To, Mr, Nğ); kundura yüzündeki dikişler (Ama, Nğ).
- sayacı = ayakkabı yüzlerini dikip kalıba koyan, kunduracı (Nğ).
- sırçan – sirçen = eğirilmiş ip yumağı (Brd, Dz, Ay, İz, Çkl, Brs, Kü, Bil, Es, Bo, İst, Çr, To, Gr, Ant, Mğ)
- sirazlamak = halı, yastık kıyılarını renkli ipliklerle dikmek (Kr).
- siyim – süyüm = iplik katı (Ada); tülbent (Mğ).
- siyle = palamutlanan derinin yatırıldığı çukur (sepicilikte) (Ant).
- soğ = hayvan derisi parçası, gön (To, Or, Gr, Vn, El, Sv)
- soyfana = nakışsız kilim (Ada); eğri büğrü, gelişigüzel yapılan iş (İç)
- sömek – sümek = bükülmüş ip yumağı (Ay, Bo, Or, Krş, Nğ, Ada, İç).
- sömen = dokuma bezlerinin sarıldığı yuvarlak ağaç (Es).
- su = halı, perde, örtü vb eşyaların dört kıyısına konulan çizgiler ya da çiçek biçiminde süsler (Mn, Nğ, Kn); kumaşlarda kenar çizgisi (Ama, Mğ)
- sulgu – sulga – sulka – sulu = gevşek bükülmüş ipek, yün, pamuk vb. şeyler (Bo, Es, Ank, Nğ)
- sulgan – suluğan = bükülmüş iplik (Ed, Krk, Tk)
- sundurma = abacılıkta kullanılan aygıtın iki milinin üstüne konan 1,5 m boyunda duvara çakılan sırık (Gaz).
- sülen = iyi bükülmemiş ip (Gr).
- sümek – sömen – süme – sümen = taranmış yumak biçiminde yün (İz, Çkl, Brs, Kü, Es, Çkr, Sm, Gr, Or, Tr, Gm, Ağ, Ezc, Ezm, Vn, Dy, El, Sv, Ank, Nş, Ky, Krk, Ed, Tk, Bo, Zn, Mğ, Kn); yün, iyi yün (Af).
- süvmeç = elle ya da çıkrıkta kalın olarak bükülen yün (Krş).
- süvmek = taranmış yünün elde ya da çıkrıkta kalın olarak bükülmüşü (Krş).
- süyem = eğirilmek için temizlenmiş ve topaklanmış (söbü yapılmış) yün (İz, Nğ).
- süymeç = halı ipi (Krş, Nğ).
- süyüm – siyim – suynum – süyümlük – süyür = bir sap iplik, kol gerilişiyle kirmene sarılacak yün (Af, Dz, Bil, Es, Çr, Mr, Gaz, Hat, Sv, Nş, Ank, Ky, Nğ, Kn, Ada, İç, Ant, Isp, Ks, Mr, Sv, Krş, Or).
- şamatura = üstüne sicim sarılan tahta (Mğ).
- şampır – sampırı = patiska (İç, Sv).
- şelte = ip bükmekte kullanılan kasnağı çeviren ip (Isp).
- şevil = basma, patiska gibi kumaşlara sürülen ilk kola (İst, Ml).
- şınana = dikişli, ökçesiz ayakkabı, çapula (Çr, Sm, Ama).
- şınanay = çocuk ayakkabısı (Sm).
- şiflemek = pamuğu kozasından elli ayırmak (Ank, Nğ, Ada, İç).
- şilte = urgancıların çıkrıklarda çarkla iğlerini döndürdükleri ipler (Isp); ince urgan (Ks, Sm, To, Or).
- şimşide = dokumada kullanılan bir aygıt (Isp).
- şimşire = çulhaların mekik yerine kullandıkları iplik sarılı ince uzun tahta (Çkl, Nğ); gergefte yan ağaçlar (Nğ) (bunlar şimşirden mi yapılıyordu?..); kolan dokurken genişliğine atılan hazılları sıkıştırmak için vurulan ağaç (Isp, İz); mekiğe yol açan 120 cm boyunda ve 0,5 cm eninde tahta (Ama)
- şoy = dokunacak ipliklerin sertleşmesi için batırıldıkları un bulamacı (Çr, Mr, Nğ).
- talaşır – tolaşır – toleşir = tabaklanan kireçlenmiş deriyi serdikleri düz taş (To); kireçlenmiş derinin yıkandığı çukur yer (Isp, Brd, Çkl).
- tapincak = pamuk ipliği eğirilen çıkrığın elle çevrilen kolu (Çr, Ml).
- tarak = dokuma tezgâhındaki mekik (Brs, Sn, Sm, Kn).
- tastar = yünden dokunmuş örtü (Tr); önlük (Ank).
- tas tutmak = deri, tıraş ve perdahı yapılıp boyandıktan sonra satılığa çıkarılmadan önce don ya da balıkyağı ile yağlamak (Çkl).
- taş = gön işlemekte kullanılan bir araç (Tr).
- tefe = dokuma tezgâhında tarağı tutan ve mekik ipliklerini sıkıştırmaya yarayan araç (Isp, Brd, Dz, Mn, Çkl, Brs, Bil, Kc – Bulgaristan Göçm., İst, Ks, Çr, Ank, Ky, Kn, İç, Mğ).
- tefeci = dokuma tezgâhını kullanan işçi (Brs).
- tefecik = yün ipliğinden el tezgâhında dokunmuş kumaş (Brs, Ky).
- tehril = kalın bükülmüş ipek iplik (Nğ, Mğ)
- tekeşek – tekeşşek = iplik makarası (Ada, Mr)
- telce = ip sarmaya yarayan bir aygıt (Sv, Çkl).
- teliş – talız – tehliz – telij – tellis – tellüs – tenis = keten ya da kendirden seyrek dokunmuş çuval (Isp, İz, Brs, Bil, Es, Kc, Sk, Ks, Çkr, Çr, Sn, Sm, Ama, Or, Gr, Gm, Ar, Kr, El, Ml, Gaz, Mr, Sv, Ank, Ky, Nğ, Kn, Ank, Vn, Bo, İç, Ezc, Ay, Krş, Kn, Ur).
- telli – tilli = simli kumaş (Sm, Nğ, Kn, Mğ).
- telli mantin = kılaptanla işlenmiş ipek kumaş (Gr)
- temeldevren = iplik ve kılaptan karıştırılarak dokunan bir çeşit kumaş (Es); sırma ile işlenmiş kadife giysi (Mğ).
- tengerek – tenger – tengere – tengirşek – tenkerek = yün eğirmeye yarayan tahta araç, iğ (Isp, Brd, Dz, Kn, Ant, Nğ, Ama).
- tepecik = çok ince dokunmuş şayak (Ky).
- terşi – tişe = yün eğirmeye yarayan araç, iğ (Gr, Ur, Gaz, Mr, Or)
- teşce = iplik sarmaya yarayan ağaçtan yapılmış bir çeşit araç (Mr).
- teşi – teşik = yün eğirmeye yarayan araç, iğ (Isp, Es, To, Gm, Ar, Kr, Ezm, Vn, Bt, Dy, El, Ur, Sv, Ky, Ada, Rz).
- tetere = kumaş boyamaya yarayan bir yabani ot (Bo).
- tetile – tetire = tabaklıkla ya da hayvan yaralarının onarmakta kullanılan meşe kabuğu tozu (Gr)
- tetir – tetire = yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi (Dz, Ay, İz, Mn, Çr, Nğ, Kn, Ada, İç, Ant, Mğ, Kıbrıs, Isp, Ba).
- tetir – tetire = cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı (Dz, Nş, Nğ, Kn).
- teyet = iplik çilesi (Brd).
- tezeker = masuraya sarılacak iplik çilesinin takıldığı araç (Ama).
- tezerger – tezerker = ip eğirmeye yarayan bir araç (Kn, Nğ).
- tırlık = kalın iplikten örülen çuval, heybe (Nğ); pamuk ipliğinden yapılmış şalvar (Ada); pamuktan yapılmış kalınca iplik (Ada, İç).
- tola – toğla = yünü ya da kılı alınmış ham deri (Af, Isp, Brd, Çkl, Brs, Es, Ama, To, Mr, Ank, Ky, Nğ, Kn, İç, Mğ, İst).
- toplu = dokuma tezgâhında ipliğin sarıldığı kumaş (Ada, İç).
- tüfe – tüfa = dokuma tezgâhında tarağı tutan ve mekik ipliklerini sıkıştırmaya yarayan araç (Çr, El, Ml, To).
- veleme = bez kesiklerinden örülmüş kilim (Kn).