Alman sosyalist, SPD kurucularından biri ve 40 yıl boyunca partinin en etkili ve popüler önderi idi. Batı Avrupa sosyalizmi tarihinin en önde gelen kişilerinden olmuştu.
Bebel, Prusya’lı bir yedeksubayın oğluydu. Wetzlar’da büyük yoksulluk içinde büyüdü. Tornacılığı öğrendi ve torna ustası olarak Güney Almanya ve Avusturya’da dolaşmaya başladı. 1860 baharında siyasî yaşamının başladığı Leipzig’e yerleşti.
Bebel, 1861’de Leipzig İşçi Eğitim Derneği’ne katıldı. Bu dernek de kendi türündeki birçoğu gibi liberal burjuvaların girişimiyle kurulmuştu. Bebel, 1863’te derneğin başkanı oldu. Siyasî ve ekonomik koşullar, işçi eğitim hareketine giderek artan ölçüde siyasî bir yönelim kazandırdı. Bu yönelim, Bebel’in siyasî görüşlerinin gelişimine de belirgin bir biçimde yansıyacaktı. Kurulan yeni derneklere katılan öbür genç işçiler gibi Bebel de Komünist Manifesto ile bunun yazarları Marx ve Engels’in yabancısıydı.
Bebel, 1863’te emekçi sınıfların henüz oy kullanmaya hazır olmadıklarına inanıyordu. 1865’te Berlin’den Leipzig’e gelen Wilhelm Liebknecht ile tanıştığında bu görüşü değiştirmeye başlayacaktı. Bebel’den yaşlı ve üniversite öğrenimi görmüş olan W.Liebknecht, birçok bakımdan onun akıl hocası olmuştu. Ama daha açık fikirli olan Bebel, bağımsızlığını hep koruyacaktı. Alman kamuoyunu “Klein Deutschland” (Küçük Almanya) ve “Gross Deutschland” (Büyük Almanya) savunucuları olarak ikiye bölen Avusturya – Prusya harbi (1866), Saksonya işçi derneklerini Prusya muhalifi radikal demokratlarla ittifak yapmaya yöneltti. Çünkü işçi önderleri Bebel ve Liebknecht, Prusya Başbakanı olan Bismarck’ın amansız muhalifleriydiler. Saksonya Halk Partisi böylece ortaya çıkmıştı. Bebel, 1867’de bu partiden Kuzey Almanya Konfederasyonu’nun kurucu Reichstag üyeliğine seçildi. Bebel’in partisiyle benzer görüşleri paylaşan öteki partiler, 1869’da Almanya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nde birleştiler.
Bebel, daha 1867’de, Kuzey Almanya Reichstag’ının bir üyesi olarak bunun “Almanya’yı bir büyük kışlaya çevirmek” anlamına geleceği inancıyla Bismarck’ın “Büyük Prusya” düşüncesine karşı çıkmıştı. Alman İmparatorluğu’nun kuruluşundan önce ve sonra da parlamentoda bu tutumunu sürdürdü. 21 Temmuz 1870’te Reichstag’da oylanan savaş başlanmasına karşı söz alanlar yalnızca Bebel ile Liebknecht oldu. Bunun sonucunda Mart 1872’de vatan ihaneti suçlamasıyla yargılandılar. İki yıl hapse mahkûm olan Bebel, bu zoraki dinlenme döneminde verem hastalığından kurtuldu. Kendisini sistemli bir biçimde eğitme olanağını buldu.
Bebel, 1869’da giydiği ilk hükümle başlayıp 20 yıldan kısa bir sürede toplam beş yıl kadar cezaevinde kalmıştı. “Devletin varlığı için tehlikeli öğretiler yayma”, “İmparator’a hakaret”, “Bismarck’a hakaret”, Bundesrat’a hakaret” gibi suçlamalarla mahkûm olmuştu. Bu mahkûmiyetler, geçimini ciddî biçimde güçleştirmişti. Partisi ancak en temel harcamalar karşılayabildiğinden ve Reichstag üyesi olarak hiçbir ücret almadığından Bebel, geçimini zanaatçılığından sağladığı kazançla sürdürdü. Leipzig’te usta bir tornacı olarak kendini kabul ettirmiş ve 1864’te bir demiryolu işçisinin kızıyla evlenmişti. Ancak 1880’lerin sonunda yazılarıyla geçinebilmeye başladı.
Bebel, yazar olarak en büyük başarısını birçok baskısı ve çok sayıda çevirisi yapılan “Die Frau und der Sozialismus” (Kadın ve Sosyalizm) (1883) ile elde etti. Bu kitap, yıllarca en güçlü sosyal demokrat propaganda aracı oldu. Bilimle kehaneti birleştiren bu yapıt, Bismarck’ın Anti Sosyalist Yasası’nın (1878-1890) yarattığı koşullarda Alman sosyal demokrasisi için bir rehber oldu. Bebel, olağanüstü hal yasalarının yürürlükte olduğu bu baskı döneminin geçici olduğundan hiç şüphe etmiyor ve Reichstag’da karşıtlarına şöyle sesleniyordu : “Bu mücadelede mızraklarımız granite çarpan cam gibi paramparça olacak”. Davasına duyduğu sarsılmaz güven, arkadaşlarına da birlikte sımsıkı ayakta kalma cesaretini veriyordu. Terörizm ve yıkıcı girişimler, partinin varlığını tehlikeye sokabileceğinden, şiddet kullanarak misilleme eğilimlerine tümüyle karşı çıkıyordu.
Olağanüstü hal yasaları yürürlükten kalkıp 1890 seçimlerinde Sosyal Demokratlar oyların yaklaşık yüzde 20’sini elde ettiklerinde, bu taktiklerin doğruluğu kanıtlanmış oldu. Parti başkanlığı artık tartışılmaz olan Bebel, Reichstag’da da muhalefetin en önde gelen kişisiydi. Parti içinde, antisosyalist yasaların yürürlükten kalkmasından sonra açığa çıkan “oportünist” eğilimlere karşı koymuştu.
Açık reformizme ve 1890’ların sonlarında Eduard Bernstein’in savunduğu kuramsal revizyonizme karşı mücadele, 1903’teki Dresden Kongresi’nde doruğuna ulaştı. Bebel, partisinin resmî radikal çizgisinden her türlü sapmayı mahkûm ettiği gibi, sol kanadın partiyi parlamento dışı deneylere sürükleyip belki yeniden ezilmesine yol açabilecek baskılarına da boyun eğmemişti. Tutumunun doğruluğu her seçimde partinin yeni yeni yandaşlar kazanmasıyla ortaya çıkmış ve Bebel, ölmeden önce 1912’de partisinin 110 sandalye ile Reichstag’ın en güçlü grubu haline geldiğini görecekti.