Hititlerde yapı malzemeleri arasında ahşap (GIŞ = tahta) önemli bir yer tutmuş. Kültepe (Kaniş)te olduğu gibi Acemhöyük anıtsal yapılarının temel yapımlarında ağaç kullanılmış. Bu yerleşmede, çok az taş temele rastlanmış. Çoğu kez, toprak üzerine yatay olarak uzatılan ağaç hatıllar, kerpiç duvarlara temel işlevini görmüş. Aynı şey daha başka yerleşme merkezlerinde de gözlendiğinden, ağaç temellerin varlığı Güney-Doğu yöresi höyüklerde belgelenmiş olmaktadır.
Ahşap hatıllar, kirişler ve tahta konstrüksiyonların kanıtlarına, taştan çok, kerpiç duvarlardaki izlerden varılıyor. Hitit yapılarında, taş duvar örgüsü arasında ağaç hatılların varlığı, Tarsus’taki büyük “Tapınak” yapısında ortaya çıkmış. Hititler tahtayı duvar kaplama malzemesi olarak da kullanmışlar. Doğrudan kanıt bulunamamışsa da, taş ve kerpiç duvar konstrüksiyonlarının üzerinde saptanan izler sayesinde bu durumu anlamak mümkün olmuş.[1]
İnsanın aklına, bunları okurken, 50’li yırlarda görmüş olduğumuz Kayseri’nin o muhteşem diyebileceğimiz taş ev içlerinin duvarlarını kaplayan, çoğu kez de yer yer kilimlerle örtülü, ceviz lambriler geliyor. Niçin bir gelenek, binlerce yılın geçmiş olmasına rağmen devam etmemiş olsun? Sözcük ediyor da günah iç kaplamada mı?: Hatalla, günümüzün “hatıl” sözcüğünün Hititçesi olmuyor mu?[2]
Naumann da “Boğazköy’de Yapı E’nin yan yüzünde taş döşeğinde, düzgün aralıklarla tahta hatıl boşlukları vardır. Burada… hatıllar… kerpiç duvarların hatıl iskeleti ile bağlantılı olduklarından, bir çeşit temel oluşturuyorlardı. Hattâ Yazılıkaya’da toprağın hemen altındaki temellerde de tahta destekler bulunmuştur…” diyerek Darga’yı teyit ediyor.[3]
Devam etmeden “ahşap”ın Arapça “haşep = ağaç”tan Osmanlıcaya geçmiş olduğunu hatırlatalım.
Şimdi, çok özetlediğimiz bu tarihî verilerden sonra, günümüzde halk dilinde ahşapla ilgili sözcükleri, bulabildiğimiz kadarıyla, sıralayalım. Bunların arasında da, yine bazı inşaî “teknik”ler belirecektir.
Abaza tahtası: ev üzerine çakılan kısa ve ince tahta (Bo).
Abzol: Dört köşe yontulan bir ağacın hiç balta değmemiş kabuklu kısmı (Ar). Bu, inşaatçıların “kapak” tabir ettikleri olmalıdır.
Acer: Ev yapılırken konan uzun direkler (Ezm). Andavat: İkinci kata çıkarken binanın orta kısmına konan kiriş (Sm). Ankur: Evin üzerine konan büyük ağaç (Ar). Aykırdak: Damı dayıyan direk, mertek (Brd, Dz, Ed). Arkalık: Tahta dildirilecek tomruğun dört köşesinden çıkarılan kaim yumru tahtalar (Çr). Bu da, abzol gibi, “kapak”tır.
Arkalla: Çadır ağaçları (Kn). Arnut: Tavan tahtası yerine konulan kaim ağaçlar (Sm). Arağa-arakıya: Hatıl (El, Ml). Aruda: Toprak damlarda toprak altına konan ağaç, kabuk ve yapraklar (Gr, Gm, Ezc, Sv). Latince “arundo”nun “kamış” karşılığında olduğuna dikkati çekelim…
Arusdah – arıstak: Toprak damlarda döşemelerin üzerine dizilen ağaçlar (Ml); kaplaması olmayan tavan (Gr); bacanın alt yüzü (Sv).
Arusdah – arıstak: Toprak damlarda döşemelerin üzerine dizilen ağaçlar (Ml); kaplaması olmayan tavan (Gr); bacanın alt yüzü (Sv).
Arıstak- arasdah-arastak-arastık-arastuk… asdar-astarak: Tavan (Ama, To, Ezc, Ezm, Vn, Bt, El, Ml, Mr, Sv, Yz, Ank, Krş, Ky, Nş, Ada, İç, Çr, Gm, Or, Gr, Dz, Mn, Gaz); tavan arası (Ama, Gm, Nş, Ky, Yz, Çr, To, Or, Ml, Gr, Sm, İç)… Ermenice “arastah”, “tavan”dır…
Atlama direği: Çatının oturduğu dört metrede bir konulan direkler (Ay). Burada bir modül mü görüyoruz?…
Ayı bacağı: Payanda direği (Kü); duvar örmek için kurulan tezgâhın altındaki dayanak; ev çıkmalarının altındaki direk: bizim oda üç ayı bacağının üzerinde (Ks, Ml).
Baba-boba-buba: Çatılarda makas ağaçlarının birer ucunun çivilendiği, iki metre kadar uzunlukta ve tam ortada bulunan kalın direk, omurga direği (Isp, Dz, Ay, İz, Mn, Ba, Çkl, Brs, Kü, Es, Kc, Çkr, Or, Sv, Ank, Kn, Nğ, İç, Sm, Ant, Mğ).
Badavra-bedevre: Evlerin üstüne kiremit yerine örtülen tahta (Zn); damda üzerine kiremit döşenen veya kiremit yerine örtülen ince tahta (Uş, Ay, Ba, Kü, Kc, Bo, Çkr, Ar, Kr, Ezm, Mğ, Çkl); bağdadi duvarlara çakılan tahtalar (Çkr, Sn). Bunu πεταυρον’dan alınma olduğunu daha önce görmüştük.
Balasır-balastır-balavur-balsıra: Hatıl (Kn, İç, Ank). “Ballast”, Batı dillerinde “gemi sofrası” veya demiryolunun altına döşenip onu “taşıyan” kırma taş yığınını ifade eder. (“Ballast”, eski Felemenkçe “barlast”-”bar” = çıplak, heba olmuş; “last”= yük – tan gelir. Eski Almancada kelime aynen kullanılmış). Hatıl’a verilen bağlama, erağa, kân, şinas gibi adlar da olup bu sonuncusunun, Fransızca aynı manaya gelen “chainage” ile yakınlığı dikkate değer.
Barfur: kütüğün kapat tahtası (Mr). Beşli: Kesildiğinde beş tahtaya ayrılan “zam” adlı kütüğün her bir tahtası (Gaz).
Binar: Taban tahtalarının çivilendiği ağaç (To, Ama, Sv); çift kanatlı pencere çerçevelerinin ortasına çakılan çıta (Gm); destek (Ed).
Bordana: Düz direk, kereste (Sn, Or, Gr). Bondil: Ahırlarda kaim döşeme tahtası (Tr).
Cablama-caplağ: tavanlarda kiremitlerin altına konulan ince uzun yontulmuş ağaç (To, Sm, Or, Gr, Tr, Gm, Sv, Sn, Kü, İç). Bu, pedavra ile eş anlamlı oluyor.
Çandı-candıev…: Direk başlığı (Ank, Ada, Brs); bağdadî (İst, Çr, Sm, Kn, Ada); duvarları birbirine geçme kaim tahtalardan yapılmış ev (Brs, Kc, Do, İst, Zn, Ks, To, Sv); yayla ağılı (İst, Kc, Bt); duvar (To, Or, Gr, Sv); tavan (İst, Es, Sv, Yz, Çr, Or, Gr, Ank); oda (Bo).
Çapa: 8 x 16 x 400 cm boyutlarında kalas (İç). Standard mı oluyor?…
Çakatura: Bağdadî duvar (Kr). Nece bu sözcük?
Çokal; Evlerin dışına çakılan tahta (Sn); binalarda odaları ayıran bağdadî bölme (Isp); tahta avlu duvarı (Ada).
Dizeme-dizine: kârgir olmayan evlerde oda bölmelerindeki çapraz ağaçlar (Çkr, Bo, Ank, Kn, İç); üzerine tavan ya da taban çakılan ağaç direkler (Çr); ahşap binalarda ağaç çatmaların arasına kerpiç veya tuğla konularak yapılan duvar (Ama). Bu sonuncu tanımlama hımış’ı anlatıyor.
Dom: Tavan tahtası yapmak için çam ağacından ayrılan kalaslar (Tr).
Doma: Evlerin dam ve duvarlarına konan ağaç direk (Isp, Kn).
“Domus”un Latin Romalının evi olduğunu hatırlatarak devam ediyoruz, son iki sözcüğün evle ilgisi babında.
Düver: Kiriş yerine kullanılan kaim ağaç (Af, Dz, Isp, Kü, Ant, Mğ); uzun ve kalın direk, mertek (Brd, Dz, İz, Mn, Kü, Mğ); 20 cm çapında çam ağacı (Nğ).
Fartı: Mertek denilen, dörtköşe, kalınca kereste (Rz).
Felesek: Duvar arasındaki hatıla çakılan dilme parçası (Kn).
Felik: Duvar örerken taşlar arasına konulan çakıl ve küçük taşlar (Brd, Dz, Mğ); büyük taş (Gm, Kn).
Gatil: Toprak damlı evlerde tavana uzatılan kaim dört köşe ağaç (To).
Hanıt: Köy evlerinin üzerine kiremit yerine örtülen bedavranın ince tahtalarının yapıldığı ağaç (İz, Zn). Hardama: Kiremit yerine kullanılan çatı tahtası (Tr, Gm, Kn, Rz). Helçik: Yapıda dikey olarak kullanılan direkler (Mr). Hezan-hezen: Toprak evlerde kirişin üzerine dikine konulan ağaç (Ama); bir odalı ev, bahçe kulübesi (El, Ml).
Yukardaki Hardama’nın varyantları: Hartama-hartoma-hartuma: Kiremit yerine kullanılan ya da kiremit altına konan ince tahta (Sk, Bo, Sn, To, Or, Gr, Tr, Gm, Sv, Yz, Rz, Sm); çita (Sm).
“Bu şehirde (Gm) kırmızı kiremit yerine hartıma kullanıyorlar. Hartıma gayet ince biçilmiş çıralı çam tahtasına diyorlar. Garibi, bu tahtalardan yağmur geçmiyor. 25-30 sene kadar dayanıyormuş.”[4]
İğ: Çatılarda eşit aralıklarla ve paralel olarak konan ağaçlar (Çkr, To, Ml, Sv).
İstilar: Direk (Rz). İşkep: Kirişler üzerine köşeden köşeye atılan direkler (Ed).
İskedos-isgiyel-isket: bağdadî duvar (Çr, Isp, Dz, Af) Σxελετός, skelet, yapı kafesi, çatı’yı ifade ediyor… Isp’da bu sözcük iskiyet-isket şeklindedir.
Kılapa: Hatılların üzerine vurulan 1/2 m uzunluğunda ağaçlar (Ed).
κλαβανή, yatay kapak, zemin kapağı veya bunun örttüğü deliğin kendisi olup İstanbul terzileri, yakanın göğse doğru inen devrik bölümüne “klapa” derler ki burada bir “çerçeve” bahis konusudur. Yapıdaki kılapa’lar da hatıllarla çerçeveler meydana getiriyor (ızgara hatıl).
Kirman: Çatı kurulurken ağaçların bir eksen çevresinde yuvarlak olarak toplanarak oluşan kubbemsi biçim (Sn); dairemsi (Sv).
Koşat: Evlerin, kulübelerin üstünü örtmek için konulan ağaçlar, tavan kirişleri (Ar, Kr, Ky).
Kötel: Toprak damlarda birbirine paralel konan mertekler (Ada).
Mesit: Büyük kiriş (Nş); ince uzun ağaç (Brd). Mesedek-meset-mesit: Kalın direk, mertek (Rz, Ank, Brd, Ant, Isp).
Ostarak: Kiremitlerin altındaki tahta döşeme (Sm) Ờστραxον, kabuk, bağa karşılığındadır. Ortarak da evin “kabuğu”, “bağası” olmuyor mu?…
Murdun: Çatıda kullanılan uzun ağaç (Ada). Masat: Çatıda kiremit altına konan direkler (Kc). Maşşık: Kapıların üst ve yanlarında uzunca ağaçlar (Krş).
Öksüz: Ahşap yapılarda yatay ve dikey ağaçlar arasında destek olarak çakılan ağaç parçası (To).
Örek ağacı: Beşiğin üstündeki örtüyü sıkıştırmaya yarayan uzun ağaç (Ezc).
Ösle: Çatıda kiremit altı tahtaları (Brs).
Öz: Reçineli çam ağacı, çıralı kereste (Dz, Kü, Çr, Ama, Hat, Kn, Mğ); yapılarda kullanılan kaim ağaç, tomruk, direk (Dz, Ay, Mn, Çkl, Brs, Kü, Es, Ant).
Parthı: Yapılarda kullanılan ağaç kiriş (Ardanuç-Ar).
Puşta: Tomrukun kapak kısmı (To, Ezm, El, Sv). “Buşt” Farsça “arka”dır.
Puştlama: Soğuğa engel olması için iki döşeme tahtası arasına konulan 10 cm genişliğinde tahta (Çkr).
Sapyant: Çatıyı oluşturan direkler (Ant).
Şişe-Şüşe: Tavan tahtaları arasındaki açıklığı kapatmak için uzunluğuna çakılan 4-6 cm.lik tahta (Brd, Brs, Bo, Kc, Sk, Zn, Ks, Çr, Sm, Sn, Or, Gr, Tr, Ml).
Tapan: Duvar örerken aralara konulan ağaç hatıl (Çr, Ama, Sv).
Torn: Çatıya döşemek için ince tahtalar yapmaya yarayan küçük tomruk (Tr).
Tora: Duvarı korumak için üzerine kaplanan tahta (Af, Zn). Latince “toral” yatak örtüsü, kılıf, atın sağrısını kaplayan örtü karşılığındadır…
Tosak: Tahtası yapılarda kullanılan, kırmızı renkli, değerli bir cins ağaç (Mr).
Zilbiye: Tavan tahtalarının arasına çakılan ince çıtalardan her biri (Mr).
Zog: Yapı üstüne atılan, 60-75 cm çapında, 7-10 m.lik ağaç (Gm); ince uzun ağaç (Vn, Sv).
***
Etkileşimlerden iki tipik örnek:
“Sokak”, Batı’da oluşmuş ve Arapça “zokak” muharrefi olan sözcük, Yunancaya σοxαxί= küçük sokak olarak geçmiş.
Roma döneminde, kırsal kesim halkının en fakir tabakasının barınağı tugurium adıyla bilinmiş ve aynı çağlarda bunun Grek karşılığı χαλύβη olmuş.[5] O ise ki BTL’i “kulübe”yi Farisî “külbe” muharrefi olarak gösteriyor. DELT de, Rich’e yatkın görünüyor. Amphoraların, çanak çömleğin “kulp”u ise, yine Batı’da oluşmuş ve xολποζ’tan geliyor (BTL).
“Bulmadık kulpunu kalayını biz
Herkese kulpu kolay taktı felek” (İzzet Molla).
Ve daha niceleri.
* * *
Ahşap, özellikle dış cephesi ahşap kaplamalı bina mimarîsi, eski İstanbul’un olduğu kadar, günümüzde Anadolu’nun birçok yöresinin karakteristik görünümünü sergiler. Bu bapta, eski İstanbul’u ele aldığımızda, Uğur Tanyeli’nin uzman kaleminden bütün Türkiye’ye şamil olabilecek ilginç veriler çıkıyor ortaya. Okuyalım onu:
“Eski İstanbul’u, ahşap kaplamalı konut kadar belirgin biçimde karakterize eden, dolayısıyla da bildik pek az mimarî olgu var… ‘Ahşap, İstanbul için gelenekseldir’ yargısı, konuyu tartışma dışı bırakmaya yetmiş, ahşap adeta tarih ötesi bir İstanbul gerçeği gibi düşünülür olmuştur. Kuşkusuz, neredeyse bütün stereotipik yargılar gibi gelenekselliğine ilişkin olan da, önemli bir doğruluk payı içeriyor. Yalnız İstanbul’da değil, söz konusu malzemenin elde edilebilir olduğu tüm geleneksel toplumlarda ve kentlerde, ahşap gelenekseldir… İstanbul konutunda ahşap kullanımı tarihinin hiç de o kadar apaçık olduğu söylenemez… Osmanlı İstanbul’unda uygulanan ahşap konut yapım tekniği, önce bu kent dışında da çok yaygın, genel geçer bir inşaî pratikken, adım adım istisnaî bir lükse (ahşap kaplamaya) yer vermeye ve genel geçerden uzaklaşmaya başlamış, ardından tümüyle endüstriyel olanakların belirişine bağlı olarak, istisnaînin kurallaştığı bir noktaya kadar gelip dayanmıştır. Sonra da yarattığı ahşap kullanımının geleneksel değil, ama moderniteye ait olduğunu fark etmeyen bir toplumun yeni bir değişim eşiğinde terk edilmiştir. Ortada aydınlatılmayı bekleyen karmaşık bir teknik, mimarî ve toplumsal olgu vardır.”
“…Kimi zaman ‘kâfirî’ diye nitelenen ve Osmanlı öncesi bir kökeni tanımlayan yapı nitelemelerinin inşat anlamı da belirsizdir. Dolayısıyla, Bizans-Osmanlı sürekliliği ya da kesintisi bu bağlamda tartışılamamaktadır. Ancak, fethin kentin konstrüktif görüntüsünü hızla değiştirdiğini düşünmek zordur.”
“… Salomon Schweigger, seyahatnamesine eşlik eden çok bilindik resimlerden birinde bir erken XVII. yy. İstanbul evini gösterir. Bu, tipik bir hımış strüktürdür. Anadolu ve Balkanlar’da yüzlerce yıl boyunca uygulandığı için iyi bilinen ve ahşap çatkısının kesit inceliği (ve kuşkusuz başka kurgu özellikleri) nedeniyle, Orta ve Batı Avrupa ahşap karkasından farklılaşan bir geleneğe bağlıdır bu hımış geleneği. Kerpiç, tuğla veya taş dolgulu hafif bir karkastan oluşur ve çatısı ana çatkıyı bütünlemekten çok, onun üzerine oturup örten özerk bir sistem olarak çözümlenmiştir… Kimi Osmanlı belgelerinde ‘çatma’ diye nitelediği yapı tekniği budur…”[6]
Böylece de şimdiden, ilerde ayrıntılarını görüntüleyerek vereceğimiz hımış inşaat hakkında bir fikir vermiş olduk.
* * *
Yukarda, halk dilindeki inşaatla ilgili sözcükleri, Derleme Dergisi’nden aktararak sergiledik ve yapabildiğimiz kadar da bu sözcüklerin etimonları hakkında bilgiler verdik, varsayımlar ileri sürdük. Ama dilci olmadığımızdan bunu ancak çok sınırlı olarak yapabildik. Bu hususta dilcilere büyük iş düştüğü kanısını muhafaza ediyoruz; şöyle ki bu etimonlar, Anadolu’nun kültür mozaiğine somut bir ışık tutacaklardır.
Gerçekten, aynı bir kavramın, çeşitli yörelerde, hattâ aynı yöre içinde bile, değişik sözcüklerle ifade edildiğini görüyoruz. Bunun dışında aynı bir sözcük, değişik yörelerde, değişik anlamda kullanılıyor. Buna karşılık DLT’de, inşaatla ilgili sözcük sayısı son derece kıt. Bunun anlamı, halen halk dilinde kullanılanların Batı’da oluşmuş olduklarıdır. Ancak mezkûr tenevvüü, çeşitli kültürlerin etkisine bağlamaktan başka bir izah tarzını bulamıyoruz.
[1] Muhibbe Darga. – op.cit., s.115-117
[2] ibd., s. 137
[3] R. Naumann. – op.cit., s.90
[4] Selim Sırrı (Tarcan). – Radyo konferanslarım II, İst. 1934, s.51
[5] Rich, s.677
[6] Uğur Tanyeli. – İstanbul’un ahşap geleneği. Bir tarihlendirme denemesi, in İSTANBUL (Dergi, Tarih Vakfı Yay.) 25, 1998
( * ) Site yönetimi tarafından eklenen başlık, bağlantı ve içerikler – bu içerikler kitabın orjinalinde yoktur okuma kolaylığı için site yönetimi tarafından eklenmiştir.